Kim Görevini Yapacak?
Ülkede Deprem olur, toprak kayması olur, sel olur yangın olur yol, köprü çöker, kaza olur, gıda zehirlenmesi olur.
Bu ülkede felaket yaşanmadan önce sorumluluk almayı kimse öğretmedi.
Olay oluyor, can gidiyor, sonra hep aynı cümle: “Sorumlular gözaltında…
Adli soruşturma başlatıldı.”
Peki sonra?
Ceza alan alıyor, almayan almıyor…
Ama giden geri gelmiyor.
Her felaketin ardından toplum aynı soruyu soruyor:
“Suçlu kim?”
Doğru soru bu mu?
Belki de sormamız gereken şu:
“Felaket olmadan önce kim denetledi?”
Deprem oluyor, suçlu aranıyor.
Oysa depremden önce denetlemesi gereken devlet kurumları nerede?
Bir binaya ruhsatı kim veriyor?
Hangi imzalarla insanlar o binalara giriyor?
Yangın çıkıyor, yine suçlu aranıyor.
Ama o iş yerinin güvenlik belgesini kim hazırladı?
Yangın çıkışını olmayan, bodrum katlarda sıkıştırılmış mekanlara kim “uygundur” dedi?
Ve en önemlisi:
O kurumlar, yangın çıkmadan önce neredeydi?
Bugün Dilovası’ndaki yangında kaybettiğimiz gençleri konuşuyoruz.
Sorumluluk sadece işverende değil; o iş yerine ruhsat verenlerde, denetlemeyenlerde, görmezden gelenlerde değil mi?
Şehrimizde de benzer bir tablo var.
İş yerleri açılıyor, ruhsatlar veriliyor…
Peki denetimler?
Şehir merkezinde, özellikle İsmet Paşa Caddesi’nde her gün yeni içkili mekanlar açılıyor.
Güvenlik önlemleri tamam mı?
Yangın çıkışları var mı?
Bodrum katlara nasıl izin veriliyor?
Mekanlar birbirine bu kadar yakınken alt alta,üst üste, yan yana risk değerlendirmesi yapılıyor mu?
İnsanlar şehri merkezine giremez oldu.
Her gün kavga, yaralama, olay…
Sonra polis geliyor, ambulans geliyor.
Sonuç hiç değişmeden devam ediyor.
Yarin, Birgün bu mekânlarda bir yangın çıkarsa?
Bir facia yaşanırsa?
Yine klasik senaryo mu işleyecek?
“Sorumlular gözaltında.”
Oysa biz yıllardır aynı cümleyi duymaktan bıktık.
Soruşturma başlatıldı ama çözüm başlatıldı mı?
Bugün Dilovası konuşuluyor; yarın yeni bir felaket yaşandığında herkes Dilovası’nı unutacak.
Ta ki yeni bir acı tekrar kapımızı çalana kadar…
Kırşehir’de bugün açılan içkili mekanlar da aynı riskleri taşıyor.
Ruhsat veriliyor ama denetim var mı?
Kırşehirliler bu soruyu sormazsa, kim soracak?
Bu köşe yazısının derdi şu:
Felaketlerden sonra değil, önce sorumluluk alınsın.
Çünkü kaybedilen canlar geri gelmiyor.