Kırşehir’in siyaseti hep ilginçtir.
Sessizdir ama derindir; sade görünür ama içinde küçük büyük pek çok hesap barındırır.
İşte tam da bu tablonun ortasında altı yıldır dimdik duran bir isim var:
AK Parti İl Başkanı Seher Hanım.
Bu şehirde siyaset yapmak zordur; hele bir kadınsanız, hele ki taşrada gücünüzü sahaya yansıtmaya çalışıyorsanız, iki kat zor.
Ama Seher Hanım bu zorlukların hiçbirini mazeret olarak kullanmadı.
Belki de onu farklı kılan tam olarak bu:
Her engelin karşısına her defasında yeni bir adımla çıkması.
Son haftalarda onun temposuna yetişmek mümkün değil.
Sabahın erken saatlerinde bir köyde muhtarın çayını içiyor, öğleye doğru şehir merkezinde esnafla tokalaşıyor, akşamüstü gençlik programında soru cevaplıyor.
Belli ki Kırşehir’in nabzını sadece tutmuyor; o nabzın ritmine kendi ritmini de katıyor.
Bir yandan da unutmayalım, Kırşehir siyaseti uzun zamandır kulislerin gölgesi altında ilerler.
Dedikodular, çekişmeler, ince ayarlar…
Ama Seher Hanım tüm bu gürültüyü arkasına alıp yoluna devam ediyor. Bu, öyle kolay bir tavır değildir.
Çünkü bazen mücadele dediğiniz şey, bir söz söylemek değil, bir söz söylememeyi başarabilmektir.
Onu sahada izlerken fark ettiğim en önemli şey şu: Seher Hanım siyaset yapmıyor, şehirle bağ kuruyor.
Sadece bir makamın sorumluluğunu değil, Kırşehir’in yükünü taşıdığının farkında.
Bu yüzden her adımı dikkatli, her cümlesi ölçülü, her teması samimi.
Bir köşe yazarı olarak söyleyebilirim ki; siyaset meydanının en güçlü silahı bazen gürültü değildir.
Bazen sessiz, kararlı ve sürekli varlık göstermektir.
Seher Hanım’ın altını çizdiği “Kırşehir’de yine ben varım” cümlesi de tam olarak bunu yansıtıyor.
Bu bir meydan okuma değil; bir hatırlatma.
“Ben buradayım, çalışıyorum ve bu şehir için varım” demenin sade ama etkili hali.
Bugün Kırşehir’in sokaklarında dolaşırken, vatandaşın ona yaklaşımının sıcaklığını görmek mümkün.
Belki de bu yüzden sahadaki varlığı sadece siyasi bir program değil; şehrin dokusuna işleyen bir enerji.
Siyasetin rüzgârı sert eser, yönü sık değişir.
Ama bazı isimler vardır ki, geçici fırtınaların değil, kalıcı izlerin peşindedir. Görünen o ki Seher Hanım da Kırşehir’de tam olarak böyle bir iz bırakma niyetinde.