Bu ülkede siyasetin adı demokrasi, gerçeği ise hanedanlık düzeni. Sandık var, oy var, nutuk var…
Ama sıra iktidara gelince adres hiç değişmiyor: aynı soyadları, aynı aileler, aynı çevreler.
Kimse masal anlatmasın.
Bu bir “halk iradesi” meselesi değil.
Bu, babadan oğula devredilen siyasi mülk meselesidir.
Atatürk’ün oğlu olsaydı, acaba o da babasının yerinde olmak istemez miydi?
İsmet İnönü’nün oğlu Erdal İnönü, siyasetin en tepesine kadar çıktı.
Adnan Menderes’in oğlu parti kurdu, aktif siyasetin içinde yer aldı.
Osman Bölükbaşı’ın oğlu her seçimde vekil oldu.
Bülent Ecevit’in, Süleyman Demirel’in oğlu kızı olsaydı onlarda baba mesleğinde seçilmiş olacaktı.
Turgut Özal’ın oğlu defalarca milletvekili oldu.
Alparslan Türkeş’in oğlu ve kızı, Necmettin Erbakan’ın oğlu Fatih Erbakan bugün babalarının siyasi mirasını sürdürüyor.
Liste uzayıp gidiyor…
Seçilmişlerin oğulları, torunları, damatları; babalarının bıraktığı yerden devam ediyor.
Tesadüf mü?
Hepsi çok mu yetenekliydi?
Yoksa asıl yetenekleri doğru soyadında doğmak mıydı?
Bu ülkede milyonlarca genç işsiz.
Diploması var, umudu yok.
Ama bazı çocuklar doğarken siyasetle tanışıyor.
Çünkü onların beşiğinin başında devlet duruyor.
Bugün Bilal Erdoğan ismi gündemden düşmüyor.
“Olmasın mı?” diyenler var.
“Baba mesleğini öğreniyor” diyorlar.
Durun bir dakika.
Ne zamandan beri siyaset meslek oldu?
Hangi yasada yazıyor bu işin ustalık–kalfalık devri?
Hangi demokraside iktidar, aile yadigârı gibi devredilir?
“Gitsin market mi açsın?” diyorlar.
“Pazarda limon mu satsın?”
Evet.
Herkes gibi satsın.
Herkes gibi çalışsın.
Herkes gibi risk alsın.
Ama kolay mı?
Kim bırakır sarayı, makam arabasını, korumaları, dokunulmazlığı, ömür boyu ayrıcalığı?
Bizde bir deyim vardır:
Çir çekirdeği gibi yapıştı mı, bırakmaz.
Çünkü bu ülkede siyaset;
hizmet değildir, emanet değildir,
geçici hiç değildir.
Siyaset bizde ranttır.
Siyaset bizde güçtür.
Siyaset bizde miras bırakılır.
Sandık kuruluyor ama eşitlik kurulmuyor.
Halk oy veriyor ama sonuç değişmiyor.
İsimler değişiyor gibi yapılıyor,
soyadları hiç değişmiyor.
Adına demokrasi deniyor,
işleyişi hanedanlık.
Ne var ki bu düzen değişmedikçe,
babadan oğula geçen bu “siyasi miras” da bitmeyecek gibi görünüyor.
Ve biz buna yıllardır gözümüzün içine baka baka
“milli irade” denmesini izliyoruz.
BABADAN OĞULA GEÇEN SİYASET
Zafer Çam
Yorumlar
Trend Haberler
Kırşehir’de sessiz çığlık yükseldi: Doğu Türkistan gerçekleri üniversite kürsüsünde
Vali’den mahalli sanatçılara teşekkür
Mustafa Dalgalı hayatını kaybetti
Akçakent’te öğrencilere mont ve bot desteği
Türkiye birincisi Kaymakam Adayı Kırşehir’de göreve başladı
Yapay Zekâ Analizine göre Kırşehir’in en fakir ilçesi belirlendi
Asgari Ücret Tahminleri
Ankete Katıl
Özel Haber
Basın İlan Kurumu