Bazı insanlar vardır ya hani... Yaşadığı şehre sadece ayak basmaz, gönlünü serer. Gölgesi düşmez sadece kaldırımlara, sesi türkülere karışır, yüreği taşa toprağa siner. İşte Eyüp Temur öyle bir insan. Kırşehir’in taşına, toprağına, tarihine, türküsüne, ahiliğine sevdalı bir gönül insanı…
1964’te, adı gibi bereketli Yağmurlu Büyükoba Köyü’nde dünyaya gelmiş. İlkokul, ortaokul, lise derken soluğu Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde almış. Okumuş ama yalnız kendine değil, memleketine okumuş. Dönmüş gelmiş Kırşehir’e. Çünkü içinde hep şu söz varmış.
“Bu topraklara borcum var.”
12 yıl boyunca öğretmenlik yapmış. Yüzlerce çocuğun gönlüne hem harfleri, hem insanlığı yazmış. Ama onun dersi sınıfta bitmemiş. Şimdi tam 23 yıldır Kırşehir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı görevinde bulunuyor. O koltukta oturan sıradan biri değil. O, Kırşehir’in yaşayan sesi, yürüyen kültürü, gönüllü rehberi…
Şehre bir yabancı mı geldi… Eyüp Hoca aranır. Çünkü bilirler ki…
“O anlatmaz, yaşatır.”
Ahi Evran’ı, Neşet Ertaş’ı bir türkü dinlerken kadim bir geleneği onun ağzından duymak başkadır. Kalabalık gruplara da anlatır, tek bir kişiye de… Gönlünde ne varsa, dilinde odur.
Üniversite öğrencileri yüksek lisans mı yapacak? Doktora mı hazırlıyor? Tez konusu Kırşehir’le mi ilgili… Koşarlar Eyüp Hoca’ya. Çünkü onda hem bilgi var, hem vakit, hem yürek…

Ve ne güzel ki… yazdığı “İktisadi ve Ahlaki Yönden Ahilik” adlı tezini kitaplaştırmış. Hem kalem oynatır, hem gönül…
Kırşehir’i tanıtacak bir televizyon kanalı mı geliyor… Hemen onu çağırırlar. Çıkar kamera karşısına, Kırşehir’in ruhunu öyle güzel anlatır ki, insan izlerken "İşte memleket" der gözleri dolarak.
Fahri görev mi lazım, kültür gecesi mi var, etkinlikte rehber mi yok… Eyüp Hoca oradadır. Ne ücret sorar, ne davet bekler. O zaten gönüllüdür.
Yeter ki memleketinin adı geçsin.
Çünkü onun gözünde Kırşehir, bir şehir değil, bir sevda, bir vefa borcudur.
İki evladı, altı torunu var ama gönlü o kadar büyük ki, tüm Kırşehir’e yer var. Mütevazıdır, gösteriş bilmez. Kapısını çalanı eli boş çevirmez. “Hayır” demez. "İmkân varsa yaparım" demez… "Yapacağım" der ve yapar.
Kırşehir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Öğretmen Akademileri’ne de destek verir. Müzik Akademisi’nde anlatıcıdır. Orada da aynı sıcaklık, aynı samimiyet, aynı yürek…
Velhasıl…
Bazı insanlar sessiz sedasız ama koca bir dağ gibi dururlar. Eyüp Temur da o dağlardan biridir.
Kim tanıyorsa der ki…
“İyi ki bu şehirde Eyüp Hoca gibi biri var.”
Bir şehir tabelayla değil, onun gibi insanlar sayesinde tanınır. Eyüp Temur’un anlattığı şehirde taş konuşur, türkü nefes olur, tarih can bulur.
Biz de diyoruz ki;
Bir gün yolunuz Kırşehir’e düşerse, bir de Eyüp Temur’a uğrayın. Sadece gezmezsiniz, hissedersiniz.
Çünkü o anlatırken Kırşehir, sadece gözle değil, gönülle görünür…
Murat Uzun der ki…
Eyüp Temur gibi gönlüyle hizmet eden insanlara bu memleketin hep ihtiyacı var.
Allah onun gibilerin sayısını artırsın.
Kırşehir, onun gibi güzel yürekli insanlarla daha da güzel.