Çobanın Kaderi Başlıyor -2-

Aşkın Başlangıcı

Bir sabah, konağın avlusunda ağa kızını gördü.
Bir anlık bakış, gönlünü yakıp geçti.
Ne kaval sustu o günden sonra, ne Horan’ın gözleri dindi.
Aşk, kaderin ilk habercisiydi.

“Sen çobandın gönüllerinde,
Ağa evinin her gününde,
Ateş düştü başka gönülde,
‘Bu o’ dediler gönüllerinde…”

O aşk dillere düşmeden, gözlere sinmişti.
Horan derdini kavalına, kavalını koyunlarına anlatırdı.
Ağa kızı ise, babasının gözünden saklardı yüreğindeki fırtınayı.

Dilden Dile Dert

Bir gün, bir söylenti çıktı.
“Babam beni başkasına verecek,” dedi ağa kızı, sessiz bir ağıt gibi.
Bu söz, çobanın yüreğine saplandı.
O günden sonra kaval başka çaldı —
Her sesi bir yakarış, her notası bir dua gibiydi.

“Ağa kızından haber gelmiş,
Babam beni başkasına vermiş.
Çoban derdini kavala dermiş,
Koyunlar onu kavalda dinlermiş.”

Koyunlar meleşir, sanki onu anlarlardı.
Kavalın sesiyle ağlar, kavalın sesiyle susarlardı.
Ağa bazen uzaktan dinlerdi çobanı —
O melodilerde, kendi geçmişini bulurdu.