Kırşehir küçük bir şehir.
Sorunları da, ihtiyaçları da aslında herkesin malumu.
Ama gelin görün ki, bu şehrin sorunları söz konusu olduğunda bir türlü büyüyemeyen bir şey var: Seçilmişlerimiz var.
İl ve ilçe başkanları var.
Ankara’da Kırşehir’i temsil eden milletvekilleri var.
Oda başkanları, sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri var. Peki bütün bunlar varken Kırşehir neden hâlâ yerinde sayıyor?
Halk bu insanları Ankara’ya gönderirken ne dedi?
“Git, koltuk sahibi ol” mu dedi?
“Git, sus” mu dedi?
Yoksa açıkça şunu mu söyledi:
“Bizim sorunlarımızı Meclis’te anlat, bu şehre yatırım iste, Kırşehir’in hakkını savun”?
Ama bugün geldiğimiz noktada şunu görüyoruz: Seçilmişler var, ama birlik yok.
Yetki var, ama irade yok.
Sorumluluk var, ama hesap verme kültürü yok.
Bu soru artık yüksek sesle sorulmalı.
Milletvekilliği sadece genel kurulda el kaldırmak mıdır?
Parti disiplinine uymak, grup toplantılarına katılmak mıdır?
Hayır.
Milletvekilliği, memleketinin önceliklerini bilmek ve her fırsatta gündeme taşımaktır.
Kırşehir’in tarımını, hayvancılığını, genç işsizliğini, göç sorununu, üniversitesini, sanayisini konuşmaktır.
Peki bunları ne kadar duyuyoruz?
Kaç kez “Kırşehir için şu yatırımı istedik” cümlesi kuruldu?
Kaç kez tüm vekiller bir araya gelip “Bu şehir için ortak talebimiz budur” dedi?
Ne yazık ki cevaplar iç açıcı değil.
Bir şehir sadece siyasetçilerle kalkınmaz.
Sivil toplum, odalar, dernekler, meslek örgütleri bir şehrin vicdanıdır.
Ama Kırşehir’de bu yapılar da çoğu zaman kendi dar alanlarına sıkışmış durumda.
Birlikte hareket etmek yerine ayrı ayrı konuşmayı, sorun üretmek yerine sessiz kalmayı tercih ediyorlar.
Oysa Kırşehir’in bir “Kırşehir masasına” ihtiyacı var.
Siyasetin üstünde, ortak bir şehir aklına.
Kırşehir’in kaderi değişir mi?
Elbette değişir.
Ama bu değişim;
“Nasıl olsa bir şey değişmez” diyen anlayışla değil,
“Benim oyum neyi değiştirecek” umutsuzluğuyla değil,
“Bizden bir şey olmaz” kabullenişiyle hiç olmaz.
Bu şehir, hesap soran bir seçmen profili oluştuğunda değişir.
Seçilmişine “Ne yaptın?” diye soran,
Sözünü tutmayanı bir daha göndermeyen bir halk olduğunda değişir.
Cevap basit ama zor:
Hesap sorulduğu zaman.
Kırşehir, kendisi için mücadele eden, bir araya gelebilen, farklı görüşlerde olsa bile şehir menfaatinde birleşebilen temsilcileri hak ediyor.
Bu şehir suskunluğu değil, sesi;
ayrılığı değil, dayanışmayı;
bahaneleri değil, icraatı hak ediyor.
Kırşehir’in bekleyecek zamanı yok.
Ve bu şehir, artık birlik olamayan seçilmişleri değil, şehrin derdiyle dertlenen temsilcileri görmek istiyor.
SEÇİLMİŞLER NE YAPAR !
Ali Yeniyapan
Yorumlar
Trend Haberler
45 Yıl sonra yeniden!
Memur ve vatandaş 5 Yıldızlı konforla buluşuyor
100 Yataklı Özel Hastanenin ihalesi belli oldu!
Kırşehir’de edebiyat ateşi
Ülkü Ocakları’ndan Kırşehir’de eğitim hamlesi
Konya’nın yüzyıllık geleneği Kırşehir’de yaşatıldı!
Asgari Ücret Tahminleri
Ankete Katıl
Özel Haber
Basın İlan Kurumu