İnsanı en çok yaralayan şey nedir diye sorsalar, herkesin cevabı farklı olur.
Kimi ihaneti der, kimi yalanı…
Ama bana sorarsanız, en derin acı; bir zamanlar gözünüzün içine sevgiyle bakan birinin, gün gelir size yabancı gibi davranmasıdır.
Hayatımız boyunca nice insan girer çıkar ömrümüzden.
Bazıları iz bırakır, bazıları sadece birer gölge gibi geçer gider.
Ama bazıları vardır ki, onlara inandığımız, güvendiğimiz, yeri geldiğinde sırtımızı yasladığımız kişilerdir.
Onlardan gelen en ufak bir soğukluk bile, içimizi titretir.
İşte tam da burada aklıma kazınmış bir söz devreye giriyor:
“Köpek sana havlamaya başladıysa, onu artık başkası besliyor demektir. Bu insan için de geçerlidir.”
İlk bakışta sert gibi duran bu söz, aslında sadakatin ve değişimin çok net bir özetidir.
Çünkü bir köpek, doğası gereği sahibine sadıktır.
Yıllarca birlikte yaşadığı, güven duyduğu insana karşı kolay kolay havlamaz.
Ama gün gelir, davranışı değişir.
Artık o eski dostane bakış yoktur gözlerinde.
Her geçen gün uzaklaşır, hatta bir gün, hiç ummadığınız anda hırlar…
Belki havlar bile.
Bu değişim sebepsiz değildir.
O artık başkasından besleniyordur.
Yeni bir el okşamıştır başını, yeni bir ses seslenmiştir adını.
Ve sadakat dediğimiz şey, çoğu zaman karnın doyduğu yere yönelir.
Bu benzetme insan ilişkilerine fazlasıyla uyarlanabilir.
Bir dost, bir sevgili, bir aile bireyi ya da çok güvendiğin bir yol arkadaşı… Artık sana eskisi gibi davranmıyorsa, seni kırıyorsa, sebepsiz yere seni suçluyor, yargılıyor ya da sana yabancı gibi davranıyorsa; belki de artık başka bir yerden “besleniyordur.”
Bu “beslenmek” illa ki maddi bir şey değildir.
Bazen bir başka dostun sözü, bazen bir sevgilinin ilgisi, bazen de menfaat ilişkileri besler insanı.
Ve insan doyduğu yere yönelir, oraya meyleder.
Önce davranışları değişir, sonra dili, sonra kalbi…
Ve bir bakarsın, tanıdığın kişi gitmiş, yerine yabancı biri gelmiş.
Bu noktada şunu da kabul etmek gerekir:
Kimse kimsenin sonsuza dek sadık kalacağını garanti edemez.
Değişim hayatın bir parçasıdır.
Ama asıl mesele, bu değişimin sessizce, dürüstçe ve saygıyla mı yaşandığıdır; yoksa arkasından dolanarak, suç atarak ve düşmanlık üreterek mi?
Bir zamanlar sevdiğin ya da değer verdiğin kişi, seni anlamadan yargılıyorsa…
Sebepsiz yere sana cephe aldıysa…
Artık yüzünde eskisi gibi sıcak bir ifade yoksa…
Bil ki onu artık sen değil, bir başkası “besliyordur.”
Ve işin acı tarafı şu ki; havlayan sadece bir köpek değil, belki de kalbini emanet ettiğin bir insandır.
Peki, ne yapmalı?
Kırgınlığı içine gömüp sessizce uzaklaşmalı.
Çünkü biri seni doyurmuyorsa, sen de ona sevgini zorla yediremezsin.
Sadakat zorla tutulmaz.
Sevgi mecburiyetle sürdürülemez.
Ve havlamaya başlayan bir köpek, artık sadece senin değildir.
Bazen gitmeyi bilmek, kalmaktan daha onurludur.
Bazen susmak, kavga etmekten daha gürültülüdür.
Ve bazen, vedalaşmak; hayatta kalmanın tek yoludur.
Kısacası, dostum…
Eğer bir gün sana havlamaya başlarlarsa, önce aynaya değil, etraflarına bak.
Çünkü seni ısırmaya niyetlenen bir ağız, çoktan başkasının eliyle beslenmeye başlamıştır.
HAVLAMAYA BAŞLADIYSA, ONU ARTIK BAŞKASI BESLİYOR
Ali Yeniyapan
Yorumlar
Trend Haberler

Kırşehir’de dört önemli ayrılık yaşandı!
Kaman Başköy’de çıkan yangın hızla büyüyor

Çakır, son yolculuğuna uğurlandı

Mustafa Düğer Neşet Ertaş'ın mirasına sahip çıktı

Kırşehir ve Kaman’da Üzücü Kayplar yaşandı

Köy halkı için yeni taziye evi: Çalışmalar sona yaklaştı
ASGARİ ÜCRETTEN MEMNUN MUSUNUZ?
Ankete Katıl
Özel Haber
Basın İlan Kurumu