Bir yıl daha bitti.
Takvimler değişti, sayılar yenilendi, vitrinler süslendi.
Ama dünya daha iyi bir yer olmadı.
Allah’a ne kadar şükretsek az; çünkü hâlâ ayaktayız, hâlâ nefes alıyoruz.
Ama bu nefes, dünyanın başka bir yerinde boğazına toprak dolan çocukların nefesiyle karışıyor.
Bu rahatlık, Gazze’de açlıktan bayılan bir annenin duasıyla çarpışıyor.
Bir yıldır dünya, canlı yayında bir zulmü izliyor.
Bir yıldır Gazze, yalnız bırakılmış bir insanlık aynası gibi karşımızda duruyor.
Ve biz o aynaya bakmamayı tercih ediyoruz.
Zalimler değişmedi.
Sadece masaları daha lüks, kadehleri daha pahalı oldu.
Bombalar yağarken, onlar toplantı salonlarında “endişeliyiz” cümleleri kurdu.
Sözde ateşkesler ilan edildi, ama o masalarda barış değil, zaman kazanıldı.
İsrail ordusu bombalamaya devam etti, etmeye de ediyor.
Çünkü karşısında gerçek bir bedel ödemedi.
Bir yıl boyunca Gazze’de çocuklar açlığa mahkûm edildi.
Bu bir mecaz değil.
Gerçek anlamda açlığa.
Anne sütü kesilen bebeklere,
ilaç bulamayan hastalara,
enkaz altında büyüyen çocuklara.
Annelerin gözyaşları yağmur oldu Gazze’ye.
Yaşlıların elleri gökyüzünde donup kaldı.
Ve dünya bu manzaraya “tarafları itidale davet ediyoruz” diyerek baktı.
Ey dünya!
Ey Müslüman coğrafya!
Bir yıl boyunca bu zulmü izledin.
Hiç mi vicdanın sızlamadı?
Hiç mi uykuların kaçmadı?
Sizler sıcak evlerinizde, bol sofralarınızda, yeni yıl planları yaparken; dünyanın bir yerinde insanlar çöplerden yemek topladı.
Yetimler sayılara dönüştü, ölüler istatistik oldu.
Peki ya adı Müslüman olan ülkeler?
Onlardan yükselen ses ne kadar gerçekti?
Bir iki sert açıklama, birkaç slogan, birkaç miting…
Sonra her şey eski düzenine döndü.
“Kahrolsun İsrail, kahrolsun Amerika” demekle olmuyor.
Eğer aynı anda ticaret gemileri limanlara yanaşıyorsa,eğer paranın yönü değişmiyorsa, eğer menfaat kutsal, mazlum tali görülüyorsa
bu sözlerin hiçbir karşılığı yok.
Halk meydanlara çağrıldı.
Ama aynı halkın vergileriyle dönen düzen değişmedi.
İş adamları kazanmaya, devletler anlaşmalar yapmaya devam etti.
Ey Amerika!
Ey efendilerinin koltuklarını korumak için halkını feda eden atamalı liderler!
Bir yıl daha güç sahiplerini memnun ettiniz.
Peki Allah’ı nasıl razı edeceksiniz?
Unutmayın:
Mazlumun duası sessizdir ama ağırdır.
Gazze’de dökülen her gözyaşı,
ertelenmiş bir hesap gibidir.
Ve o hesap günü geldiğinde
ne makam kalır, ne ordu, ne propaganda.
Bu dünya, zulme alışanların mezarlığıdır.
Hiçbir zulüm sonsuza kadar sürmedi.
Hiçbir zalim, tarihin vicdanından kaçamadı.
Yeni yıl takvimde yeni olabilir,
ama vicdanlar eskiyse hiçbir anlamı yoktur.
Dileğim şudur: Yeni yıl, gerçekten mazlumların yılı olsun.
Gazze’de kan dursun.
Çocuklar bombaların sesini değil, oyun seslerini duysun.
Anneler evlatlarını kefenle değil, umutla sarsın.
Ve Allah, zulmü normalleştirenleri,
sessizliği tercih edenleri, mazlumun ahını hiçe sayanları kahru perişan etsin.
Çünkü adalet gecikir ama asla şaşmaz.