Putçuluğun tarihi, insanlığın tarihi kadar eskidir.
İnsanoğlu tarih boyu hep kendisine bir ilah arayışında olmuş.
Zamanla bu kendisinin şekillendirdiği figürlerde bulmuş.
Bir ölüden yardım, kabirden şefaat ister olmuş.
Devletin üst yönetimi saygı duymuş onunla iğli rutin secdeler, merasimler, kutlamalar düzenlemiş.
Yatırlardan, evliyalardan, yaşayan şeyhlerden, gavslardan, hocalardan medet ummuşlar.
Bugünde aynı silsile devam ediyor.
Put denince aklımıza meydanlarda gördüğümüz yontma taşlar altından heykeller gelmesin.
Bunlar görülen yüzü.
Birde bunların arkasına sığınmış putçuluk var.
Putçuluk, ya Allah’ı inkâr edip putları ilah edinmekle olur.
Ya da Allah’a inanmakla beraber, cahiliye döneminde müşrik Arapların yaptığı gibi, saygı değer kabul ettikleri bazı kimseleri Allah ile kul arasında aracı ve şefaatçi kabul ederek onlara (ya da onların resim ve heykellerine) aşırı saygı göstermekle olur…
Bu kimselerin, namaz kılmaları, oruç tutmaları; müşrik olmalarına engel değildir.
“Onların çoğu, Allah'a ortak koşmaksızın O'na inanmazlar” buyuruyor Allah bunlar hakkında.
İnsanlar bazen kendi elleriyle yaptıklarına tapınırlar.
Aslında tapındıkları da belki yıllar öncesinde kendilerine benziyordu.
Zamanla yüceltilip heykelleri dikiliyor.
Bunların taştan, tunçtan, altından, yatırdan türbeden olması çok önemli değil.
Yaratanın yerine konup yardım umulması ve ondan şefaat beklenilmesi.
Tarih de ve günümüzde tapınmalar değişse de yöntem ve usul aynı korunuyor.
Bunlar tarih iyi insan ola bilirler fakat bunlar birer ölü kendine yardımı yok denen dışlanıyor.
Bakın karşısına durduğunuz yardım umduğunuz sizlerin ürünü taşta, tunçtan, mermerden deseniz gerici olursunuz.
Allah ne güzel söylüyor bugün saygı duyduğunuz, yardım umduğunuz ölülerde sizleri dinleyecek, duyacak kulakları, görecek gözleri, tutacak elleri, konuşacak dileri var mı?
Yok, o zaman neden onlardan yardım beklersiniz diyor.
Yardım umduklarınız düştüğünde kalkmaya dermanları var mı?
Konuştuğunuzda sizlere cevap veriyorlar mı?
E o zaman neden bunlardan yardım bekliyorsunuz.
Hz. Ömer’den gelen bir rivayet anlatılır.
Bizler cahile döneminde yolculuğa çıkacağımız zaman evlerde günler öncesinde helvada tanrılar yapardık yol boyunca bizleri tehlikelerden korsunlar diye.
Yolculuklarımız uzadığında yiyeceklerimizde kalmayınca helvadan tanrılarımızı yemeye başlardık.
Bugün de aynısı olmuyor mu?
Tanrılarının arkasına sığınıp zenginleşenleri siyasileşenleri ve onların üzerinde nimet elde edenleri gördükçe Hz. Ömer in bu hikâyesi aklıma geliyor.
Putu sadece taştan, ağaçtan yontulmuş ya da madenlerden yapılmış tapılan heykel olarak düşünmek yanlıştır.
Put; bir inanç, düşünce, felsefe, ideoloji olabilir.
Allah’ın dışında neyi daha çok seviyorsanız işte sizin putunuz o para, makam, kibir, gurur.