Yüce Allah Hz. Musa ile ilk defa yanan bir çalı yanında konuştuğunda onunla ilk defa ilgilenmiş sayılmaz.
O yüzden Allah Hz. Musa’ya “Ben Allahım !” diye kendisini tanıtırken Hz. Musa’nın bütün hayat serüveninde yanında olduğunu ifade ediyor. Annesinin kalbine gelen “Bebeği suya bırak” vahyi böyledir.Firavun ailesinin bebeği bulması ve sahip çıkması öyledir.Süt anne diye gerçek annesine döndürülmesi hakeza...
Hayatın ilk durağı olan ahdu misakta başlayan İlahî gözetim hamilelik süreci,doğum,bebeklik,çocukluk ,gençlik ,olgunluk ve nihayet yaşlılık dönemiyle mütemadiyen sürdü.
Medyen’e kaçtığında orada Hz.Şuaybin yanında 10 yıl barındıran O’ydu..Firavun’un karşısına çıkarken ,Mısır’dan çıkış esnasında , Kızıldeniz ‘i yürüyerek geçişte,kırk yıl men ve Selva ile İsrailoğulları ‘nı beslerken,kayadan su çıkarırken...
Bizim için de öyle...
Anne karnına düşmeden başlıyor hikayemiz. RABBİMİZ daima en küçük anlarda bile sürekli bizimle....Hem de idrak edemeyeceğimiz kadar yakınımızda.” Andolsun ki insanı biz yarattık.Nefsinin ona ne vesvese verdiğini biliriz...Biz ona şah damarından daha yakınız...”
Bu hakikati unutmadan murakabe haline devam etmemiz lazım ...
Helal- haram sınırlarını koruyarak temiz bir hayat yaşamak ne büyük bir nimet...
Tüm canlılara merhamet nazarıyla bakabilmek ,yanlış yolda olanları en güzel üslupla uyarabilmek ne büyük erdem...
Dünyanın da ahiretin de,varlığın da yokluğun da gecenin de gündüzün de ,din gününün mutlak sahibi olan Yüce Allah’ın bir lahza bile bizden uzak olmadığının şuuruyla yaşamak ...
Biliriz ki bütün işler Allah’a döner.
O’nun iradesi ve meşiyetiyle husule gelir.Bize düşen gücümüz yettiğince sahih bir iman üzere yaşamak,salih ve güzel amelleri çoğaltmaktır...
Taki ecel bizi bulup emaneti teslim edene kadar.