Diyen Kırşehir belediye başkanı Selahattin Ekicioğlu.
Bugün bir belediye başkanından ne bekliyoruz?
Tabiyi seçilmiş olduğu ilin sorunları, problemleri ve asli görevlerini yerine getirmek, bunun dışında.
Makamlarda oturup yukarıdan mı konuşmalı?
Yoksa halkın arasında, esnafın dükkânında, sanayinin motor yağı kokan sokaklarında mı dolaşmalı?
Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu, bu sorunun yanıtını her fırsatta veriyor.
O, halkın içinden biri olmayı hiç bırakmayan, koltuğa değil, gönüllere oturan bir başkan.
Bugün Kılıç özü Sanayi Sitesi’ni ziyaret etti.
Ne kamera gösterişi vardı ne protokol telaşı.
Sade bir adam, sade bir ziyaret.
Ama değeri büyük, anlamı derin bir buluşma.
Sanayi esnafıyla oturdu, hal hatır sordu, bir çay içimi sohbete daldı.
Söz döndü dolaştı gençliğe, üretime, zanaata geldi.
Başkan Ekicioğlu dedi ki:
"Ben sanayi çocuğuyum.
O kültürün içinde büyüdüm.
Sanayi kokusu benim özlemimdir."
İşte tam bu cümle, bugünün siyasetine, bugünün yöneticilerine örnek olacak bir tavırdı.
Çünkü bu ülkede artık halkla tokalaşmayan, dert dinlemeyen, kendi dünyasına kapanmış o kadar çok yönetici var ki...
Oysa Selahattin Başkan gibi insanlar gösteriyor ki, halkın içinde olmak hâlâ mümkün.
Ve hâlâ değerli.
Sanayi Çöküyorsa, Bir Ülke Yavaşlıyor Demektir
Sanayi esnafının en büyük derdi bugün ne kira ne de malzeme fiyatları... En yakıcı sorun, eleman sıkıntısı.
Esnaflar bir ağızdan aynı şeyi söylüyor:
“İşimizi büyütsek çalışacak çırak bulamıyoruz.
Kalfa yok.
Usta yetişmiyor.”
Bu sadece Kırşehir’e özgü bir mesele değil.
Türkiye’nin dört bir yanında aynı tablo.
Gençler artık tornavida değil telefon tutuyor.
Meslek liselerine rağbet az.
Zanaatkârlık değersizleştirilmiş, el emeği göz ardı edilmiş.
Bugün sokakta üniversite diplomasıyla iş arayan binlerce genç varken, demir döven, motor söken, torna kullanan genç neredeyse yok.
Ve işin acı tarafı şu:
Çırağı olmayan bir meslek, yarını olmayan bir meslektir.
Bugün çırak yetişmezse, on yıl sonra ne araba tamircisi buluruz, ne demirci, ne marangoz...
Selahattin Ekicioğlu’nun sanayiye attığı bu sıcak adım, sadece bir ziyaret değil; bir farkındalık hareketidir.
Bu buluşmalar sadece esnafla çay içmek değil; üretimi, zanaatı, emeği tekrar hatırlatmaktır.
Kırşehir’de halkla iç içe olan seçilmişler gönül elçileri oluyor.
Hal, hatır bilen, geçmişini unutmayan, bugünü dinleyen insanların içinde olan seçilmişler unutulmuyor.
Ve bu, sadece Kırşehir için değil, tüm Türkiye için özlenen bir tablo.
Çünkü halk olmak, insanlarla bir olmak, aslında bu toprakların en kadim kültürüdür.
Ne yazık ki bu kültür yıllarca tepeden bakanlar, makam meraklıları, halktan kopuk yöneticiler tarafından örselendi.
Ama bugün yeniden halkın dilini konuşan, halkla yürüyen insanlar seviliyor, sayılıyor, kucaklanıyor.
Ve biz biliyoruz ki, bu topraklarda sevgiyle yürüyen her adım, iz bırakır.
SANAYİ KOKUSU BENİM ÖZLEMİMDİR
Zafer Çam
Yorumlar
Trend Haberler

Kırşehir’de 20 kişilik kadroya başvuru fırsatı

Kırşehirli emeklilere yaz sıcağında iki önemli gelişme

Damakları şaşırtan tatlar Kırşehir’de tek adreste toplandı!

"Kırşehir'de unutulan bir entelektüel gün yüzüne çıkarılıyor

Özbağ’da dönüşüm başladı

Bilgi sızdı, para aktı, Kırşehir’de siber ağ yakalandı
ASGARİ ÜCRETTEN MEMNUN MUSUNUZ?
Ankete Katıl
Özel Haber
Basın İlan Kurumu