Vatandaştan "Akli Meleke" Raporu İstenecek!
Sizce garip değil mi?
Bugün Ülkemizde altmış beş Yaş Üstü Yurttaşlar, Noter Ya Da Tapu Gibi Resmi İşlemler İçin Sıraya Girdiklerinde Bir Duvarla Karşılaşıyor:
"Akli Meleke Raporu Getir!
"Evet, Sırf Yaşı altmış beşi Geçti Diye Bir Yurttaşın Akıl Sağlığından Şüphe Ediliyor.
Ama Aynı Ülkede, yetmişini, seksenini Geçmiş Siyasiler;
Yürüyemeyecek, Konuşamayacak Halde Olanlar;
Tekerlekli Sandalyeyle Meclise Taşınanlar;
Geçmişte Bez Bağlanmış Siyasiler;
Milyonların Kaderini Belirleyen Kararlara Oy Veriyor.
Hiçbirinden Akli Meleke Raporu İstenmiyor!
O halde soralım:
Bu milletvekillerinden karar anında “akıl sağlığı yerinde” raporu istendi mi?
Üstelik altmış beş Yaş Üstü İçin Bu Zorunluluğu Getiren Kanunların Altında Da Yine altmış beş Yaş Üstü Milletvekillerinin İmzası Var.
Soralım O Halde:
Bu Kararlara “Evet” Diyen Vekillerden Hiç Akli Meleke Raporu İstendi Mi?
Bugün, “Sen altmış beş Yaşındasın, Önce Akıl Sağlığı Raporunu Getir, Ondan Sonra İşlemini Yapalım,” Deniyor Yurttaşa.
Ama Aynı Yaş Grubundaki Siyasetçiler Partilerin Başında, Mecliste, Bakanlıkta Koltuk Kapıyor.
Seçimlerde Liste Başına Yazılıyor.
Ve Hatta Ülkenin Kaderi Ellerine Teslim Ediliyor.
Bir Çelişki Değil Mi Bu?
Altmış beş Yaşındaki Bir Yurttaş İçin “Akıl Sağlığın Yerinde Mi” Denirken;
Aynı Yaşta, Hatta Çok Daha Yaşlı Bir Siyasetçinin Verdiği Oy, Ülkenin Yasalarını Belirliyor.
Bugün otuz beş Yaşındaki Biri Evleniyor, Aile Kuruyor, Çocuk Büyütüyor.
Hayat Standartları Yükseldi, Ömür Uzadı, Toplum Değişti.
Ama Hâlâ altmış beş Yaş Üstüne Otomatik Olarak “Artık Karar Veremez” Muamelesi Yapılıyor.
Soruyorum:
Eğer Bir İnsan altmış beş Yaşına Kadar Çalışmış,
Sorumluluk Almış,
Kamu Görevlerinde Bulunmuş,
Hatta Bir Ömür Devleti İçin Ter Dökmüşse,
Şimdi Neden Bir Belgeyle Aklını İspatlamak Zorunda?
Bu Ülkede Yürüyemeyen, Konuşamayan, Kendi Kararını Bile Alamayan İnsanlar Siyasette Yer Buluyor;
Ama Vatandaş “Yürüyorsun, Konuşuyorsun, Düşünebiliyorsun” Diye Kendini İspat Etmeye Çalışıyor.
Evet, Bu Ülkede Yürüyemeyecek Durumda Olanlar Ülkeyi Yönetiyor;
Ama Vatandaşa “Aklın Yerinde Mi?”
Diye Rapor Dayatılıyor.
Eğer bir kişi altmış beş yaşına kadar mantıklı kararlar alarak yaşamışsa, o yaştan sonra bir işlem yaparken neden yeniden ispat peşine düşsün?
Bu ülkede bir çelişki var:
Yürümekten aciz olanlar ülkeyi yönetebiliyor ama vatandaştan “yürüyorsun ama aklın yerinde mi?” raporu isteniyor.