Sıcak bir Temmuz günü ... Yıl 1954...
Adnan Menderes , hitabeti olan değerli ve büyük bir devlet adamıydı...
Kırşehir'e ziyaret kararı verir ,
Adnan Menderes'in Kırşehir'e geleceğini duyan Osman Bölükbaşı'da , "Misafirperverliğimize gölge düşürmeyelim" diyerek , Kırşehir'de bulunmaya karar verir ..
Kırşehir'de sayıları az olan Demokrat Partililer parayla dışarıdan adam getirirler..
Şimdiki Ahi Stadının yerinde " millet bahçesi " denilen yerde miting yapılır...
Bölükbaşı 'nın miting alanına gelmesi ile
halk birden yönünü orda bulunan Osman Bölükbaşı'na çevirir..
Davulcularla beraber Bölükbaşı'nın yanına giderler buna sinirlenen Demokrat partililer davulculara kızar ve "ulan p..znkler paranızı biz veriyoruz siz nereye gidiyorsunuz " diyerek meydanda bağırırlar tabi bizim davulcular tınlamaz paranız sizin olsun biz Bölükbaşı'na çalacağız derler ...
İyice sinirlenen Menderes Bölükbaşı'na ağır hakaretlerde bulunur halkta Bölükbaşı'nı omuzlar ve Kapıcı Camiinin yanında bir kahveye gelirler Bölükbaşı yüksek bir yere çıkar ve hitap eder..
Menderes bu olaya çok kızar ve söylentiye göre Menderes 'in arabasına birde teneke bağlarlar...
Gezi iptal edilir Ankara'ya dönülür 20 Temmuz 1954'te 6429 sayılı kanun ile Kırşehir ilçe yapılır..
Yılların Kırşehir ' i yeni il olan Nevşehir ' e bağlanır , Çiçekdağı Yozgat'a , Kaman Ankara'ya , Hacıbektaş , Mucur ve Avanos'ta Nevşehir'e verilir...
Kırşehir ileri gelenleri toplanır karar verilir , Kırşehir'in yeniden il olması için Menderes 'e ricada bulunmak üzere çok kalabalık bir heyet halinde İstanbul'un yolu tutulacaktır.
Menderes Atina gezisindedir , Cumhurbaşkanı Bayar vardır fakat Bayar heyeti kabul etmez ..
Heyet gözünü karartmıştır Florya Köşkü önünde beklemeye başlarlar ..
Celal Bayar'ın arabasını görünce önüne çıkıp konuşmak isterler , fakat korumalar engeller ve ateş edeceklerini söyleyerek heyeti durdururlar ..
Bayar'la görüşemeyen heyetimiz yurt dışında bulunan Başbakan Adnan Menderes'in Atina'dan döneceğini öğrenir , İstanbul'daki hemşerilerimizin de katılımıyla kalabalık bir grup oluşturarak bildirilen saatte Yeşilköy Havaalanına giderler karar alırlar hiç konuşmadan sadece Kırşehir heyeti olduklarını hatırlatıp kendisine "Hoş geldiniz" denilecek ve bir çiçek sunulacaktır..
Atina'dan Menderes'i getiren uçak gecikir heyettekiler sıkılır İkişerli üçerli grup halinde gezinmeye başlarlar...
Bizim heyeti daha önce gören ve Kırşehir heyeti olduğunu bilen komiser heyetin yanına gelir ; " derhal burayı terk edin , yoksa sizin için iyi olmaz" der , heyet ise sadece çiçek verip gideceğiz dediysede komiser çiçeği ellerinden sert bir şekilde alarak "Tamam , çiçeğinizi ben veririm " diyerek heyeti oradan çıkarır ..
Yabancı muamelesi görmek heyeti üzmüştür , otele dönerken beş günlük yolculuğun boşa geçtiğini görmek ümitlerini kırar kafaları o kadar dalmıştır ki Haydarpaşa yerine Üsküdar iskelesine gitmişlerdir ...
Elden birşey gelmez artık Kırşehir resmen ilçe olmuştur , resmen ilçe olan Kırşehir'ede yaşlı bir kaymakam atanır...
Hilmi Dağcıoğlu ....!
İlk kaymakamdır , daha önce Kırşehir’de Jandarma subaylığı yapmıştır ...
Yıllar sonra yapılan baskılar netice vermiş 12 Haziran 1957 tarihinde çıkarılan 7001 sayılı kanunla Kırşehir’in yeniden il olması kararlaştırılmış, kanun 19 Haziran 1957 tarihli ve 6937 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır...
İki madde ve yedi geçici maddeden oluşan “Kırşehir Kanunu”nun ilk maddesi şöyledir:
“Nevşehir vilayetine bağlı Kırşehir kazası kaldırılarak merkezi Kırşehir kazası olmak beyine Nevşehir vilayetine bağlı Mucur kazası ile Yozgat vilayetine bağlı Çiçekdağı , Ankara vilayetine bağlı Kaman kazalarını ihtiva etmek üzere “ Kırşehir " adıyla yeniden bir vilayet kurulmuş ve eski Kırşehir kazasını teşkil eden nahiye ve köylüler Kırşehir vilayetinin merkez kazasına bağlanmıştır "....
Kırşehir’de yeniden vilayet olmanın heyecanı yaşanır ama burukluk vardır zira Hacıbektaş , Kozaklı ve Avanos Nevşehir'de kalmıştır.
Çalışmalar yapılır dilekçeler toplanır ama sonuç değişmez ...
Artık küçükde olsa bir ildir Kırşehir , Ankara Kayseri arasında sıkışan bir dönemin yıldızı parlayan ama ihtiraslar sonucu küçülen ...
Daha sonra gerek içimizdeki çekememezlik gerek aman bana ne ben mi kurtaracağım tabiri , işsizlik sonucu dışarıya göçler Kırşehirimizi daha ileriye götürmemiş dahada küçültmüştür ...
Yapılan yanlış yönetim hataları , sahipsizlik sonucu bizden sonra il olan Aksaray , Kırıkkale'nin gerisinde kalmıştık..
Kırşehir'imize yakışan değerini vermek ve uyuyan devi uyandırmak zamanıdır , ama hangi yönetim ve hangi akılla...
Şuan malesef birleştirici bir güç yok ...
Herkes gemisini kurtarmak derdinde ....
Bürokrasi uyuyor ....
Sağırlar , sığırlar birbirini ağırlar hesabı , birbirini ziyaret edip sosyal medyalarda paylaşım yapan bürokrasi ve hantal bir mekanizma var ...
Son sözüde o zaman büyük Usta söylesin
Kimi engin kimi yüksek evlerinen ,
Kimi fakir kimi zengin böyleyinen ,
Kazaların nahiyelerin köylerinen ,
Gönlümün içinde yerin Kırşehir ...