Adil olalım.

Adaletli olalım.

Birilerinin menfaat kazanı içerisinde karışa karışa geleceğimizi yok etmeyelim.

Kişiselleştirmeyelim. İnatlaşmayalım,

Ego sahibi olanlarla kol kola girmeyelim.

Bir şeylerin gayretini görüyorsak. Gerçekten de ciddi olarak alınan mesafeler ve emekler var ise. Çabalamalar, arzular ve hatta mevsim kışa dönüşüyor olması hasebiyle umudun her rengi yeşermiş durumdaysa.

O zaman KIRŞEHİR demenin tam vaktidir.

Siyasi arenanın tüm aktörleri. Bürokrasi kanadının tüm değerleri.

STK ve halkın ta kendisi.

Önce KIRŞEHİR demesi gerekmektedir.

Ahilik Bayramımızda Kırşehir'e gelen Bürokratlarımıza. Siyasilerimize.

Milletvekillerimize.

Bakanlarımıza. Cumhurbaşkanımıza bir kez daha hatırlatmanın tam zamanı.

Hani Bizim Hızlı Trenimiz!

Diğer illerde bu olgu tek başına götürürlerken, bizim bu yoğunlukta yapamıyor olmamızın tartışmasını bu tren kaçmadan yapalım.

Kırıkkale, Yozgat, Kayseri, Sivas, Çorum davul zurna eşliğinde, düğün havasında YÜKSEK HIZLI TREN sevdasına girmiş, nimetten istifade ederken, KIRŞEHİR de tık olmaması kimin ayıbıdır bilmiyorum ama hiç olmazsa şu çırpınan birkaç kişinin hatırına biraz gayret gösterelim.

Bu şans bir daha gelmez bilin istedim.

Bu yüzden kimsenin gözünün yaşına bakmadan, bu şehrin ve çocuklarımızın geleceği için aramızdaki

Hımbılları...

Beceriksizleri...

İş bimezleri...

Hemen deşifre ederek, bu şehirden atalım ki işimize bakalım.

Bu şehir kimsenin şahsi menfaatlerini ve egolarını dizayn ettiği kendi malı ve yeri değildir.

Bu fırsatı değerlendiremeyecek olan, gündemine almayan, çaba sarfetmeyen, engel olan, taş koyan, uyum sağlayamayan, sağlamak istemeyenlerin yanımızda, yurdumuzda ve hatta KIRŞEHİR'imizde de yeri yoktur.