Sosyal medya siyasilerin yeni sahnesi haline geldi.
Bazı siyasiler iletişim ve basın danışmanı olarak görev yapan elemanlarının sayısını artırarak zamanlarının önemli bir bölümünü, hizmet üretmekten çok, bu hizmetleri pazarlamaya, hatta kimi zaman olmayanı varmış gibi göstermeye harcıyorlar.

Milletvekilleri, Belediye Başkanları, İl Başkanları üretemedikleri hizmetin açığını, kötü kurgulanmış sosyal medya stratejileriyle kapatmaya çalışıyor.

Yoksullara dağıtılan gıda kolilerinin fotoğrafları.
Hastalarla, engellilerle ya da yaşlılarla ve hatta cenaze de çekilmiş pozları hepsi etkileşim odaklı bir dilin parçası haline getirdiler.

Ayağına çagırdığı insanın ihtiyacı, bir fotoğraf karesiyle teşhir edilmemeli,
Siyasi aktivite görünmek için değil, gönül almak için yapılmalı.

Vatandaş, yapılan paylaşımı değil, yapılmayan hizmeti fark ediyor.
Halk, derdini paylaşacak değil, derman olacak yöneticiler arıyor.

Seçmen, sosyal medya hesabından günde beş, on fotoğraf paylaşan değil.
Sosyal medya vitrininde parlayan değil.
Vicdanlarda yer bulan, gönüllere dokunan siyasetçi arıyor.

Vatandaş, hizmeti alğı ile yürüten, icraatı gösterişe çeviren siyasetçi istemiyor.

Bu toplumun yöneticileri, sosyal medyanın sanal beğenisinden, yalakanın yorumundan değil, vatandaşların rızasından beslenmeli.

Gerçek iletişim, görünür olmakla değil, gönüllere dokunmakla mümkündür.