Kırşehir Ahilik Müzesi’nde açılışı yapılan ‘Türkçenin Kırşehir’de Uyanan Çerağı: Âşık Paşa Yazma Eser Sergisi’, Âşık Paşa’nın yüzyıllar önce kaleme aldığı nadide eserini Kırşehir halkıyla buluşturarak ilin kültürel mirasında yeni bir sayfa açtı.
Kırşehir Ahilik Müzesi’nde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı ile Kırşehir Valiliği iş birliğinde hazırlanan ‘Türkçenin Kırşehir’de Uyanan Çerağı: Âşık Paşa Yazma Eser Sergisi’ açıldı. Serginin açılışına, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Kırşehir Valisi Murat Sefa Demiryürek, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, 22. ve 23. Dönem Trabzon, 24. Dönem Ankara Milletvekili, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Vali Yardımcısı İsmail Çetinkaya, Kırşehir İl Jandarma Komutanı J. Alb. Ahmet Yıldırım, Kırşehir İl Emniyet Müdürü Mesut Görücü, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil, Milli Eğitim Müdürü Yasin Gülşen, Gençlik ve Spor İl Müdürü Yasin Çakmakçı, Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Doğan, Tarım ve Orman İl Müdürü Bülent Zafer Taş, İŞKUR İl Müdürü Metin Ülgen Kaya, SGK Müdürü Hasan Hüseyin Şenlik, Sivil Toplumla İlişkiler İl Müdürü Hikmet Kılıç, AK Parti Kırşehir İl Başkanı Seher Ünsal, MHP İl Başkanı Arif Kılıç, Ziraat Odası Başkanı Mevlüt Toprak, Beyazay Derneği Şube Başkanı Adnan Göçmen, vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.
YILMAZ, “İLK DEFA TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI OLARAK İSTANBUL DIŞINA SERGİ AÇIYORUZ”
Programın ilk konuşmasını Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz yaptı. Kurumun, binlerce yıllık yazma eserleri koruyarak insanlığın kullanımına sunduğunu belirten Yılmaz, mevcut koleksiyonun yaklaşık 800 bin eserden oluştuğuna dikkat çekti. İstanbul dışında ilk defa Kırşehir’de sergi açıklarını belirten Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz, “Yazma Eserler Başkanlığı bizim atalarımızdan miras kalan binlerce yıllık yazma eserler toplamak, korumak, yaşatmak, toplumla buluşturmak ve insanlığın istifasına sunmak için kurulan bir kuruluştur. 2010 yılında kurulmuştur.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından. Büyük bir kültürel hamledir. Bütün geçmişin mirasına, sadece Türkiye ile sınırlı değil, aslında Türk ve İslam tarihinin uzun asırlardır ve geniş coğrafyası, fizik, kimya, matematik, astronomi, coğrafya, fıkıh, kelam gibi aklınıza bugün hangi alan geliyorsa o alanda yazılmış bütün eserlerin yer aldığı en büyük ortak entelektüel ortak hafıza.
Yaklaşık 800 bin eser var. 500 UZEM personeli var, 460 binden fazla eser yek.gov.tr'de her kesimin, dünyanın her köşesinde erişimine açmış bulunduk. Dolayısıyla alanında dünyanın en büyük buluşu. TÜEK kısaltılmışı. Böyle tanımlıyoruz. Tabii Kırşehir yetiştirdiği insanlarıyla tarihimize, kültürümüze bıraktığı izleriyle çok önemli bir şehir. Karşımızda duran Ahi Evran Hazretleri çok biliniyor ama Aşık Paşa denen de biz zat var.
Ben Sayın Valime teşekkür ediyorum, değerli Rektörümüzün davetiyle Ahi Evran Sempozyumuna geldiğimde türbesini de ziyaret etmiştim, kendisi oraya da çok büyük bilgi gösterdi. İnşa ve restorasyonu da tamamlayacak. Ama büyük bir alim, büyük bir şahsiyet. Bugün konuştuğumuz Türkçeyi borçlu olduğumuz ilk beş insandan birisi. Bu çok önemli, ilk 5 gün sonra birisi. Fikirler hala geçerli.
Değerli Rektörümüz ziyaretimize gelmişti, “Hocam fütüvvetnameler sergisi açabilir miyiz” demişti. Kırşehir üniversite ona teşekkür ediyorum. Hakikaten güzel bir sempozyum oldu. Orada konuşuyorduk Valimizde, Rektörümüzle. Valimiz benim çok hayranlık duyduğum, çok hürmet ettiğim, ben epey genç ama muhabbetim olan, hürmetim olan çok değerli bir yönetici. İstanbul'da beraber çalıştık, ben İstanbul Kültür Turizmdeyken de. Çok kıymetli bu şeylere çok değer veriyor. Ben de Kırşehir'e ilk defa geldim ve çok sevdim.
Bu kadar da sevdiğimiz insanlar olunca ne yapabiliriz diye düşündüm ve Kırşehir Bakan Yardımcımız Nadir Alpaslan da onayını alarak ilk defa Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı olarak İstanbul dışına bir yerde böyle bir sergi açıyoruz. Bu bir ilk oldu. Ve Aşık Paşa sergisi açalım dedik ama bu bunun bir külfet tarafı vardı. Onu da Valimiz fedakarhane bir şekilde üstlendi. Rektörlüğümüz, üniversitemiz her türlü desteği verdi ve buradayız.
Aslında bugün burada gördüğünüz eserler 7-8 asır önce asır dediğim 100 yıl önce yani 700-800 önce yazılmış, o gün şu Kırşehirimizden bütün Anadolu coğrafyasına, Osmanlı coğrafyasına Türkçeyi yaymış ve bugüne de söyleyecek sözü olan bir insan hatırlıyoruz. Bu bir vefadır, bir hürmettir ama bu kendimize de saygıdır. Kendimizi anlamak ve geleceğe inşa etmektedir. Saatlerce konuşsak Aşı Paşa’yı anlatamayız. Bugün de zaten Türk Dil Kurumu ile üniversitemiz ve valiliğimizin desteği ile çok güzel bir sempozyum oldu. Hocalarımıza da çok teşekkür ediyoruz.
İnşallah Kırşehir bu yüce şehirden çok daha geniş bir şekilde tanınacak, dinlenecek ve bizim Bakan Yardımcımız Nadir Alparsan bey zaten “Hocam ne gerekiyorsa yap diyor” takip ediyor. Dediğim gibi bir de bu gençleri İstanbul'da ağırlayacağız. Sayın Valime çok teşekkür ediyorum. Sayın Bakanım burada 20-30 tane genç var. Aşık Paşa ile ilgili yazı yazmışlar.
Valim dedi ki “Hocam onları İstanbul’a göndersem ev sahipliği yapar mısınız, ben organizasyonu yaparım” dedi. Bende başım üstüne Sayın Valim dedim. Çok teşekkür ediyorum.
Aşık Paşa gibi hiç kimsesi olmasa sadece Aşık Paşası olsa bile bir millet hürmete değerdir. Ama o milletin hürmet edilmesi gerekeni hürmeti, muhabbeti ve saygıyı bilmesi şarttır. Hepsine rahmet olsun. Hepsine hürmet olsun” dedi.
VALİ DEMİRÜREK’TEN KIRŞEHİR’İN TARİHİ VE KÜLTÜREL MİRASINA VURGU
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı Dr. Coşkun Yılmaz’ın ardından Kırşehir Valisi Murat Sefa Demiryürek konuşma gerçekleştirdi. Ahi Evran Külliyesi’nin anlamına vurgu yaparak Âşık Paşa’nın Türkçe düşünce geleneğinin kurucu isimlerinden biri olduğunu ifade eden Kırşehir Valisi Murat Sefa Demiryürek, konuşmasında şunları ifade etti:
“Türk kültürünün, Türk İslam medeniyetinin en önemli isimlerinden birinin manevi külliyesinde, Ahi Evran Külliyesi’nde böylesine güzel bir ortamda, böylesine güzel bir ahaliyle bir arada bulunmanın bahtiyarlığı içerisindeyim. Bugün burada Türk kültür ve düşünce tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Aşık Paşa'nın yazma eserlerini Kırşehir’de bir araya getiren bu seçkin sergilinin açılışındayız.
Türkçenin Kırşehir'de Uyanan Çerağı Aşık Paşa Yazma Eserler Sergisi’ni az sonra hep beraber açacağız. Sevgili Coşkun hocam Türk kültürünü, Türk sanatının merkezi medeniyetimizin merkezi İstanbul'un yıllarca kültür sanat yükünü taşımış sevgiyle muhabbetle bu bayrağı taşımış, bugün de Türk kültür sanatının bakiyesi olan eserlerimizin az önce kendisi de altını çize çize söyledi hürmetle, muhabbetle muhafaza eden bir büyüğümüz.
Çocuklar, Coşkun hocamızı iyi tanıyın TRT'de kendisinde birçok kıymetli bir sunduğu program vardır, orayı takip etmek bile sizin entelektüel hafızanıza çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Buradan da bir büyüğünüz olarak bir tavsiyede bulunayım sizlere.
Bu sergi de yer alan eserler Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımızın titiz çalışmalarıyla buraya ulaşmıştır. Bu eserlerin Kırşehir’e bir araya gelmesi hem tarihimize hem de kültürel hafızamıza tuttuğumuz saygının somut bir göstergesidir. Emeği geçen tüm kurumlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Kırşehir asırlar boyunca yalnızca bir şehir değil, bilgeliğin, ahlakın ve irfanın yoğrulduğu bir medeniyet havzası olmuştur. Aşıklık geleneğinden tasavvuf mekteplerine, Ahi teşkilatından halk kültürünün inceliklerine kadar birçok değer burada doğmuş, burada şekillenmiş ve buradan Anadolu'ya yayılmıştır. Bu şehrin yetiştirdiği büyük isimlerden biri de hiç şüphesiz ki Aşık Paşa’dır. 13 yüzyılın çalkantılarla geçen döneminde yaşamış olan Aşık Paşa, ilmiyle, irfanıyla, eserleriyle ve dili önceleyen tutumuyla, Türk kültür tarihinde müstesna bir yere sahiptir.
Aşık Paşa, Türkçe’nin henüz tam anlamıyla yerleşemediği bir dönemde, yazı dili olarak yerleşemediği bir dönemde, bu dili tercih ederek ‘Garipname’ gibi önemli bir eseri kaleme almış, Türkçeyi hem düşüncenin hem tasavvufun hem de medeniyet tasavvurunun dili haline getirme yolunda öncülük etmiştir. Bugün burada sergilenen eserler, bu öncülüğün somut tarihi vesikalarıdır. Bu sergi, Kırşehir’in kültürel mirasını görünür kılmanın ötesinde, özellikle genç kuşaklara tarihimizin bu mütevazı fakat güçlü hikayesi de aktarmayı amaçlamaktadır.
Aşık Paşa’nın eserlerinde vücut bulan hikmet ve din hassasiyeti bugün bizlere kültürel köklerimizi yeniden hatırlatmakta, aynı zamanda geleceğe daha güçlü adımlarla yürümemiz için ilham vermektedir. Bu vesileyle eserlerin Kırşehir’e getirilmesinde fikir sahibi ve uygulamacı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığımız nezdinde Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımıza ve özellikle bugün burada olan sevgili Coşkun hocamıza, kıymetli abimize huzurlarınızda özellikle teşekkür etmek istiyorum. Bu serginin yola çıkış hikayesinde önceleyen bir bilimsel faaliyetimiz var.
Uluslararası planda gerçekleştirilen bir Aşık Paşa Sempozyumu vardı. Ülkemizin dört bir yanından, uluslararası arenadan gelen çok kıymetli akademisyenlerimiz, bilim insanlarımız, 2 gün boyunca Aşık Paşa’ya dair yanlış hatırlamıyorsam 70 civarında tebliğ sundular. İleride çok ciddi bir külliyat oluşturacak bir çalışma oldu. Bu çalışmayı organize eden bugünde aramızda olan kıymetli rektörümüze, kıymetli akademisyenlerimize ayrı ayrı teşekkür ediyoruz, sağ olsunlar, var olsunlar.
Yine serginin vücut kurmasında emeklerini esirgemeyen, işi sahiplenerek işin mutfağında mesai harcayan kıymetli Vali Yardımcımız İsmail Bey'e, yine İl Kültür Müdürlüğümüzün kıymetli teşkilatına, kıymetli çalışma arkadaşlarımıza da teşekkür etmeyi huzurunuzda bir borç bilirim. Sağ olsunlar, var olsunlar. Kırşehirli olmasından gurur duyduğumuz, yine Türk kültür-sanatına yıllarına çok ciddi hizmetler olarak kıymetli Bakan Yardımcımız bugün de aramızda olan Sayın Nadir Alpaslan’a da hem bugüne kadar sağlamış olduğu katkılar, hem de bugünkü kıymetli teşriflerinden dolayı da ayrıca teşekkür ediyoruz, sağ olsun, var olsun.
Son olarak bir hususun altını çizmek istiyorum. Bugün sosyal medyada bir yorum dikkatimi çekti, aslında kişiye özetleyen bir yaklaşımdı. ‘Aşık Paşa'nın bir halk ozanı olmadığını sadece bir halkımıza olmadığını, bir mütefekkir, bir medeniyet tasarımcısı olduğunu dile getirmek açısından, genç kuşaklara anlatmak açısından, bu sergi bir fırsattır diyordu’ bir vatandaşımız.
Biz istiyoruz ki 40 iş günü 8 hafta boyunca açık kalacak bu sergi, İl Milli Eğitim Müdürlüğümüzün, İl Kültür Müdürlüğümüzün, İl Gençlik Müdürlüğümüzün ortak organizasyonuyla ve Kırşehir’de eğitim-öğretim gören bütün lise öğrencileri, Aşık Paşa ile ilgili tutarlı bir beş cümle kurabilecekleri düzeyde gelsinler, buradaki eserleri görsünler, Yazma Eserler Kurumu Başkanlığımız tarafından hizmet içi eğitimle kendilerine destek verilen kıymetli öğretmenlerimiz vasıtasıyla rehberlik alsınlar ve bu şehrin yetiştirdiği, Türk dünyasının, Türk düşünce dünyasını gerçekten kıymetli bir ismini, zirve bir ismini yakından tanısınlar ve anlatsınlar.
Benim şehrimin, benim doğduğum, büyüdüğüm, eğitim gördüğüm Kırşehirimin Aşık Paşa gibi bir medeniyet timsali var. Aşık Paşa gibi büyük bir ismi var diye gittikleri yerlerde de gururlanarak anlatsınlar. Buradan muradımız budur. Tekrar emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, Emniyet Müdürümüz burada, onlar da eserler İstanbul'dan alınıp, getirilip, muhafazasında emek sahibi onlara da ayrıca teşekkür ediyorum.”
BAKAN YARDIMCISI ALPARSLAN, SERGİNİN KÜLTÜREL MİRASI HATIRLATMA AÇISINDAN BÜYÜK BİR FIRSAT OLDUĞUNA DİKKAT ÇEKTİ
Vali Murat Seda Demiryürek’in ardından Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, konuştu. Serginin tarihsel hafızayı güçlendirdiğini belirterek eserlerin geçmişten geleceğe aktarılan birer ilham kaynağı olduğunu ifade eden Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, şunları ifade etti:
“Yazma Eserler Başkanlığımızın Kırşehir Ahi Evran Üniversitemizle beraber düzenlemiş olduğu sergimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Ülkemizde, Kırşehirimizde geçmişte büyük eserler ortaya koyan, medeniyetimizin önemli temsilcileri olan Aşık Paşa gibi mütekebbirlerimizin, büyük insanlarımızın eserleriyle bir daha bizleri buluşturmasından dolayı ben emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu sergi boyunca insanlarımız, atalarının bu topraklarda neler başardığını, neler yapmış olduklarını bir kez daha görmüş olacaklar.
Bunlardan ilham almış olacaklar. Tabii ki bugünkü yaşadığımız dünya maalesef adaletsizliklerin, savaşın, zulümlerin, soykırımların yaşandığı bir yeryüzü. Biraz önce de ifade edildi atalarımız bu topraklarda 1000 yıl önce Orta Asya'dan gelerek inanmış oldukları dinin ve medeniyetin gereğini yaparak büyük çalışmalarla ortaya koydu eserlerle ve nihayetinde Osmanlı İmparatorluğu ile dünyanın en büyük medeniyetinin büyük imparatorluğunu kurdu atalarımız.
Tabi bunu kurmak tesadüfi bir olay değil. Bunu yapmak için ilimden, üretime çalışmadan birçok alanına kadar birçok faaliyetleri doğru dürüstihlasla yapmanız gerekiyor. Atalarımız bunu yaptılar. Tabi ortaya koymuş olduğu eserler biraz önce de Coşkun hocamın ifade ettiği gibi Yazma Eserler Başkanlığımızda Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla 2010 yılında yapılan Yazma Eserler Başkanlığımız da hepsi toparlandı. Orada büyük bir birikim, büyük bir külliyet büyük bir literatür var.
Tabii biz de Yazma Eserler Başkanlığı olarak Kültür Turizm Bakanlığı olarak hocamın öncülüğünde bu eserlerimizi insanlarınızla buluşturarak bu muhteşem adalet medeniyeti kurduğumuz bu medeniyeti tekrar insanlarımızla buluşturarak, yeniden o medeniyeti canlandırma konusunda karınca kararınca buna destek olmak adına çalışmalarımızı yürütmekteyiz.
Bu çerçevede de büyük alimlerinizden olan Kırşehirimizin yetiştirdiği tarih, kültür şehri Kırşehir’in yetiştirdiği en önemli isimlerden birisi olan Aşık Paşa’nın eserlerini biz Kırşehirlilerle buluşturacağız. Onun için de önemli güzel bir program olacak. Tabii çok değerli hemşehrilerim Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı vizyonuyla çok büyük bir çalışmayı başlattı ve bu AK Parti iktidarlığında Türkiye çağ atlayan büyük işler başardı.
Türkiye'yi altyapısından sağlıktan eğitime kadar kültürden turizme kadar birçok alanda olağanüstü başarılı ve büyük gelişmeler sağladılar. Ama yine Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bunlarla yetinmeyip bu yüzyılı Türkiye'nin ikinci yüzyılında Türkiye'nin yüzyılı vizyonuyla bu atalarımızın geçmişte kurmuş olduğu büyük medeniyeti yeniden canlandırmak adına her alanda hepinizin 7’den 70’e seferber olarak bütün çalışmalar yaparak, yine atalarımızın kurmuş olduğu adalet, refah düzeninin medeniyetini tekrar kurarak bugün dünyada yaşanan adaletsizliklere, savaşlara, zulümlere, soykırımlara son vermek zorundayız.
Bu bizim için bir zorunluluk. Tabii Kur'an-ı Kerim yüce rabbimizin bizleri indirdiği kitap oku ayetiyle başlıyor. Onun için de bu yola başlamak en büyük sebebi ilimden bilgiler okumaktan geçiyor. Tabii burada çocuklarımızın da İstanbul'a program olmasıyla ilerlemesi de çok güzel. Ben çocuklarımızı tebrik ediyorum. Gençlerinize Türkiye yüzyılın da başta Kırşehir’in yetiştirmiş olduğu bu alimleri örnek alarak, okuyarak bu ilkeler çerçevesinde bu Türkiye yüzyılını oluşturma konusunda büyük gayretler içinde olmasını temenni ediyorum.
Değerli gençler, Türkiye yüzyılını kuracaksak bunları başaracak sizlersiniz. Ülkemizin yetiştirmiş olduğu bu insanlara örnek alarak, bu anlamda yapacağımız çalışmalarla inşallah bunları başaracağız. Buna inancımız tam. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bizler, sizlerin desteklemek için elimizden gelen her türlü imkanı sizlerin önüne sereceğiz, seferber edeceğiz.
Hem Kırşehir'de çok değerli Valimiz var. İlmin, bilginin Türkiye'nin gelişmesi yönünde yapacağı, onun öncülüğünde yapacağı çalışmalara biz de bakanlık olarak her türlü desteği vereceğiz. Dolayısıyla gelecek adaletin, gelecek refahın gelecek güzelliklerin olacak diyorum. Ben Kırşehir'de sizlerle beraber olmaktan duyduğum memnuniyeti tekrar ifade ediyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum, hepinize saygılar sunuyorum, Allah'a emanet olun.”
SERGİ AÇILDI, TARİHİ YAZMA ESER YAKINDAN İNCELENDİ
Konuşmaların ardından Dr. Coşkun Yılmaz tarafından Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan’a, Vali Murat Sefa Demiryürek’e, Prof. Dr. Cevdet Erdöl’e ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Kasım Karahocagil’e Âşık Paşa Kitabı takdim edildi.
Ardından protokol üyeleri açılış kurdelesini keserek sergi alanında yer alan 700–800 yıllık yazma eserler olan Garipname’yi inceledi.
Sergide Kırşehir’deki ilk ve ortaokul öğrencilerinin ‘Aşık Paşa’nın Torunları Yazıyor Projesi’ kapsamında yazdıkları hikâyeler de yer aldı. Öğrencilerin eserlerini protokol üyelerine imzalanarak takdim edildi.
Program, öğrencilerin gerçekleştirdiği şed kuşatma töreni gösterisiyle tamamlandı.
Kırşehir’de 16 Mayıs 2026 tarihine kadar açık kalacak sergi, Türkçenin köklü mirasını yakından görmek isteyen ziyaretçiler için önemli bir buluşma noktası olacak.
