Memur-Sen Kırşehir Temsilcisi Fatih Mehmet Yavuz, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, gazeteciliğin yalnızca bir meslek değil; aynı zamanda bir vicdan ve insanlık görevi olduğunu vurguladı. Basın özgürlüğünün demokrasinin en güçlü teminatı olduğuna dikkat çeken Yavuz, dünyanın dört bir yanında gerçeğin peşinde koşan gazetecilerin, kimi zaman kalemleriyle, kimi zaman canlarıyla hakikatin sesini duyurmaya çalıştıklarını belirtti.
21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü dolayısıyla Memur-Sen Kırşehir Temsilcisi Fatih Mehmet Yavuz mesaj yayınladı. Memur-Sen Kırşehir Temsilcisi Fatih Mehmet Yavuz, mesajda, gazetecilerin baskıya, tehdide ve sansüre rağmen gerçeğin peşinde koşarak toplumsal vicdanın sesi olduğunu belirtti. Yavuz, “Gerçeğin izini süren, hakikatin sesi olan tüm gazetecilerin 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü kutlu olsun. Basın özgürlüğü; demokrasinin, adaletin ve toplumsal vicdanın en güçlü teminatıdır.
Gazeteciler, gerçeğin ışığını karanlığa taşıyan, hakikatin izini sürerken insanlığın ortak vicdanına ses olan öncülerdir. Dünyanın dört bir yanında, zor koşullar altında; baskıya, tehdide, sansüre rağmen görevini sürdüren gazeteciler, kimi zaman kalemiyle, kimi zaman kamerasıyla, kimi zaman da canıyla hakikati savunmaktadır.
Onlar, sesi kısılanların sesi olmuş; karanlıkta kalan gerçeği gün yüzüne çıkararak insanlığın onuruna hizmet etmişlerdir. Bu yönüyle gazetecilik, sadece bir meslek değil; bir vicdan, bir sorumluluk ve bir insanlık görevidir” dedi.
YAVUZ, “GAZZE’DEKİ GAZETECİLER HAKİKATİN BEDELİNİ CANIYLA ÖDEDİ”
Fatih Mehmet Yavuz, açıklamasında Gazze’de yaşanan insani dramı da gündeme taşıdı. İsrail’in 2 yılı aşkın süredir sürdürdüğü saldırılarda yüzlerce gazetecinin hayatını kaybettiğini hatırlatarak şunları ifade etti:
“Ve bugün bu sorumluluğun en onurlu örnekleri, Gazze’de yaşanmaktadır. Gazze’de iki yılı aşkın süredir katiller topluluğu İsrail'in gerçekleştirdiği vahşet, sadece sivillerin değil, hakikatin sesinin de hedef alındığı bir insanlık dramına dönüşmüştür.
Kamerasını kalkan, mikrofonunu siper yapan gazeteciler, gerçeği dünyaya duyurmak isterken katledildiler. Bugün, Gazze’de görevini yaparken yaşamını yitiren 250’yi aşkın gazeteci, hakikatin bedelini canıyla ödeyerek insanlığın onurunu savundu. Onlar, unvan değil; insanlık adına tanıklık bıraktılar bu çağın hafızasına.
Memur-Sen olarak; hakikati cesaretle savunan, gerçeğin yanında duran, kalemini adalet ve vicdan için kullanan tüm gazetecileri saygıyla selamlıyoruz. Gazze’de ve dünyanın her yerinde, görevini onurla ifa eden basın emekçilerini rahmetle, minnetle anıyoruz.”