Kırşehir sokaklarında yapılan röportajlar, vatandaşların kitaplarla kurduğu bağa dair dikkat çekici veriler sundu. Şehirde birçok vatandaşın klasik eserleri tercih ettiği görüldü.
Dünya edebiyatının kült yazarlarından Dostoyevski, Victor Hugo ve Şemsettin Sami'nin eserleri, Kırşehirli okurların listesinde öne çıktı.
Edebiyatın bireysel düşünceye yön veren etkisini vurgulayan Büşra Gezici, Fyodor Dostoyevski'nin “Suç ve Ceza” adlı romanını okuduğunu belirtti.
Gezici, Raskolnikov karakteri üzerinden vicdan ve içsel hesaplaşmaların insan psikolojisi üzerindeki etkisini vurguladı.
"Suç yalnızca hukuki bir mesele değil, bireyin iç dünyasındaki muhakeme süreci çok daha belirleyici" ifadesiyle okuduğu eserin kendisinde bıraktığı izleri paylaştı.
MODERN HAYATTA KİTAPLARIN YOLCULUĞU DEVAM EDİYOR
Kırşehirli İdal Ava ise Victor Hugo'nun “Sefiller” romanı ile kurduğu bağ üzerinden klasiklerin bugünkü okuyucuda hâlâ güçlü bir yankı uyandırdığını söyledi.
Jean Valjean’ın değişim hikâyesi üzerinden umudun ve affediciliğin altını çizen Ava, “Kitaplar benim için bir yaşam biçimi” dedi.
Bir diğer katılımcı Nisa Altunırmak ise yerli edebiyatın öncülerinden Şemsettin Sami’nin “Taaşşuk-ı Tal’at ve Fitnat” adlı eserini okuduğunu aktardı.
Altunırmak, kitaptaki aşk ve toplum baskısı temalarını ön plana çıkararak, bireysel özgürlük ve toplumsal sınırlamalar arasındaki çatışmanın dikkat çekici şekilde işlendiğini belirtti.
KÜLTÜREL BİR İLMEK: KIRŞEHİR VE EDEBİYAT
Yapılan görüşmeler Kırşehir'de kitap okuma alışkanlığının yalnızca bireysel bir eylem olmadığını, aynı zamanda toplumsal duyarlılığı da artıran bir süreç haline geldiğini gösterdi.
Kitaplar aracılığıyla farklı dünyalara açılan kapılar, şehirde edebi bir bilinç oluşturuyor. Sokakta yankılanan bu kitap sesleri, Kırşehir’in kültürel kimliğini sadece geçmişe değil, bugüne ve geleceğe de taşıyor.
Edebiyat, bireyin ruh dünyasından toplumun yapısına kadar birçok alanda etkisini hissettirmeye devam ediyor.