Kerbela, Hz. Hüseyin’in destanı.
Kerbela, Hz. Hüseyin’in saray sultanı yezit ve ordusuna karşı duruşu ve şehadeti…
Kerbela, zalime karşı başkaldırışın, adalet uğruna verilen destansı mücadelenin haykırışıdır.
Kerbela, adı Müslüman olan Yezid’in kurduğu zorba iktidarın oturduğu tahtın adıdır.
Bugün, asırlar sonra, Gazze’de bir başka Kerbela yaşanıyor.
Yahudi İsrail’in eliyle bir soykırım sürüyor.
Yezidlerin tahtı değişmiş olabilir, ama zulüm düzeni değişmedi.
Geçmişte Hz. Hüseyin ve yarenlerine yapılan neyse, bugün Gazze’de çocuklara, kadınlara, mazlumlara aynısı reva görülüyor.
Gazze’de Müslüman çocuklar aç, susuz, kuşatılmış; gözyaşları içinde ölümle baş başa.
Gazzede her gün matem her yer Kerbela.
Kerbela sadece bir tarih değil, bu bir vicdan meselesidir.
Yılın bu zamanı, takvimlerde yalnızca “Muharrem” yazmaz.
Bu ay; susuzluğun, adalet arayışının, bir annenin gözyaşının, bir çocuğun sessiz feryadının ve onurlu bir duruşun ayıdır.
Hz. Hüseyin ve yoldaşları Kerbela’da sadece öldürülmedi…
Onlar susuz bırakıldılar, kuşatıldılar, yalnızlaştırıldılar.
Peygamberin ehline Kadınlara, çocuklara, hatta bebeklere bile acımadan kıyıldı.
Çünkü Hz. Hüseyin yezit ve ordusuna baş eğmedi.
Hz. Hüseyin ey yezit Allah’ın dinini saltanata çevrdin sen zalim sultansın dedi
Zulme karşı çıktı, sultanın karşısında durdu.
Bir zalimin hilafetini, bir imansızın meşruiyetini kabul etmedi.
Başını verdi ama onurunu çiğnetmedi.
Müslümanca yaşayıp şehadeti seçti.
Bugün Muharrem…
Ve Gazze yine susuz, aç, kuşatma altında.
Gazze, Kerbela olmuş; İsrail bir kez daha masumları katlediyor.
Dün Hz. Hüseyin’in yanında yer almayanlar, Yezid’in zulmüne sessiz kalanlar…
Bugün ABD’yle, katil İsrail’le kol kola girip aynı zulme destek veriyorlar.
Gazze, insan olan herkesin kalbine dokunmalı.
Çünkü Gazze’de haklı bir direniş, onurlu bir mücadele var.
Bu savaşta zalim belli, mazlum belli.
Ve unutulmasın: Mazlumlar susmayacak!
Tıpkı Hz. Hüseyin ve yoldaşları gibi başlarını verecek ama onurlarını çiğnetmeyecekler.
Onlar Müslümanların vicdanı, insanlığın yüz akı olacaklar.
Bu hakikati anlamadan ne toplumsal barıştan ne birlikte yaşamdan söz edilebilir.
Zaman; Kerbela’yı sadece tarih kitaplarında değil, kalbimizde taşımak zamanıdır.
Çünkü Kerbela, bir çölün adı değil; Hz. Hüseyin’in zalime karşı duruşunun ve insanlığın vicdan sınavının adıdır.
Ve bu sınav, her çağda, her coğrafyada yeniden karşımıza çıkmaktadır.
Dün Yezid’in zulmüne başkaldıran Hz. Hüseyin’e yapılan neyse,
Bugün Gazze’de yapılan da aynıdır.
Vicdanı olan, susamaz şeytan ABD ve katil İsrail ile aynı safta olmaz.