Ekonomi

Kaya’dan sert çıkış: Gayrimenkul sertifikası dar gelirlinin hayalini yıktı

Anahtar Parti Kırşehir İl Başkanı Cemal Kaya, İstanbul Başakşehir’deki Damla Kent projesi kapsamında ihraç edilen gayrimenkul sertifikası modeline ilişkin “Bu sistem dar gelirliye umut değil, rant grubuna kaynak aktarımıdır” dedi.

Anahtar Parti Kırşehir İl Başkanı Cemal Kaya, yaptığı açıklamada İstanbul Başakşehir’deki Damla Kent projesi kapsamında ihraç edilen gayrimenkul sertifikası modelini sert sözlerle eleştirdi.

Konut fiyatlarındaki artış barınma hakkını tehdit ediyor

Kaya, Türkiye’de son yıllarda hızla yükselen konut fiyatları, kiralar ve deprem sonrası yeniden inşa süreçlerinin vatandaşın barınma hakkı üzerinde ciddi baskılar oluşturduğunu söyledi.

İstanbul’da ortalama konut fiyatlarının 6,5-7,5 milyon TL, Ankara’da 3-3,5 milyon TL, İzmir’de 3,5-4,5 milyon TL seviyelerinde olduğunu hatırlattı.

Merkez Bankası Konut Fiyat Endeksi’nin 2010’a göre 12,9 kat arttığını ve 2025 itibarıyla yıllık %45’in üzerinde yükseldiğini vurgulayan Kaya, mevcut gayrimenkul sertifikası modelinin vatandaşa ev sahibi olma umudu sunmaktan uzak olduğunu ifade etti.

“Aylık 133 bin TL ödemeyle ev sahibi olunmaz”

Damla Kent projesinde sunulan sistemde en düşük daireye sahip olmak için üç yıl boyunca aylık 133 bin TL ödeme gerektiğine dikkat çeken Kaya, “Bu tablo küçük tasarruflarla ev sahibi olma iddiasını boşa düşürüyor. Model ancak yüksek gelir grubuna hitap ediyor” dedi.

Yatırımcı güveni sarsıldı

Kaya, sertifikaların talep toplama sürecinde 21,4 milyar TL’lik büyüklüğe ulaştığını ancak Borsa İstanbul’da işlem görmeye başlamasıyla birlikte fiyatının 7,59 TL’den 6,88 TL’ye gerilediğini belirtti.

“Halkın sertifikaları büyük ölçüde kamu bankalarının elinde toplandı. Bu da serbest piyasa fiyat oluşumunu engelliyor” diyen Kaya, yatırımcının hem fiyat belirsizliği hem de likidite riskiyle karşı karşıya bırakıldığını ifade etti.

Modelin temel sorunları

Kaya, gayrimenkul sertifikası sisteminin yapısal sorunlarını şöyle sıraladı:

  • Kamu bankalarının yoğun alımı nedeniyle serbest piyasanın oluşmaması,

  • Dar gelirli için erişilebilir olmaması,

  • TOKİ’nin %80 alım garantisinin vatandaş aleyhine işlemesi,

  • Fiyat belirsizliği ve mağduriyet riski,

  • Algı yönetimiyle alternatif yatırım yollarının kapatılması.

“Daha adil modeller mümkün”

Çözüm önerilerini de paylaşan Kaya, sertifika paylarının küçültülmesi, dar gelirliye özel “Hedef Daire Sepeti” modeli, kamu bankalarının düşük faizli tamamlama kredisi sunması, şeffaf fiyat oluşumu ve ilk ev sahipliğinde vergi muafiyeti gibi düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.

“Bizim önceliğimiz dar gelirli vatandaşın konut hayalini gerçekleştirmektir. Tasarrufları rant gruplarına erken finansman aktarma aracına dönüştüren bu modeli reddediyoruz” diyen Kaya, daha adil ve şeffaf bir sistemin mümkün olduğunu vurguladı.