Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nde 17-19 Kasım tarihinde Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entegratif Tıp kongresi düzenlenecek. 17 Kasımda başlayacak kongrede 30 bilimsel oturum, 12 kurs ve birçok sözlü ve yazılı bildiri sunulacak.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a doğadan gelen şifa mottosu ve geleneksel tamamlayıcı ve entegratif tıp ana teması ile düzenlenen II. Uluslararası Ahi Evran Tıp ve Sağlık Bilimleri Kongresi hakkında açıklamalarda bulundu.

Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Vatan Karakaya, kongreyle ilgili şu açıklamalarda bulundu;

“Üniversitemiz YÖK ün yürüttüğü bölgesel kalkınma ve ihtisaslaşma projesi çerçevesinde jeotermal ve tarım alanlarında pilot üniversite olduğu günden beri önemli çalışmalar yapmaktadır. Bu kapsamda sağlık alanında üç pilot proje yürüten üniversitemizin projelerinden birisi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) projesidir. Bu proje çerçevesinde GETAT Uygulama ve Araştırma Merkezi (AHİGETAM) açılmış ve 150 yataklı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastanemizde kupa, ozon, akupunktur, hirudoterapi ve fitoterapi gibi GETAT üniteleri açılarak sağlık hizmeti vermeye başlamıştır.

GETAT projemizin hedefleri arasında bulunan, yerelde GETAT sağlık hizmeti sunumunu geliştirerek ulusal uluslararası düzeyde tanıtımını yapmak, GETAT bilimsel çalışma alanlarında ulusal ve uluslararası işbirliklerini artırarak ihtisaslaşmak amacıyla ilimizde 17-19 Kasım 2022 tarihlerinde Geleneksel, Tamamlayıcı ve Entregratif Tıp kongresi düzenlenecektir. Kongrenin mottosu “İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a Doğadan Gelen Şifa” olarak belirlenmiştir. Kongrede geleneksel tıbbın yanı sıra İbn-i Sînâ’dan günümüze ulaşan tıp anlayışı ile Ahi Evran, Ahilik ve Tıp ilişkisi de tematik olarak alanında yetkin konuşmacılar tarafından ele alınacaktır.

Kendi medeniyetimizin yetiştirdiği, yaşadığı dönemlere damga vuran filozofları yeni nesillere tanıtmalıyız. Bunların arasında öne çıkan filozoflardan biri, “İbn-i Sînâ’dır. Her yıl olduğu gibi geçtiğimiz Ağustos ayının üçüncü haftası “İbn-i Sînâ Haftası” olarak kutlanmıştır. Batı dünyasında Avicenna olarak bilinen İbn-i Sînâ, batı bilim dünyasını yazdığı eserlerle etkileyerek önde gelen bilim insanlarının övgüsünü kazanmıştır. Tıp alanında yazdığı kitaplar yıllarca Avrupa’da Tıp eğitiminde okutulmuştur. Öyle ki Avrupa tıp dünyası için önemli bir yere sahip olan Hipokrat ve Galen’i gölgeleyen müstesna bir hekim olarak adından bahsettirmiştir. 15. yüzyılda Avrupa’da çizilmiş olan bir gravürde başına taç giymiş olarak ortada İbn-i Sînâ, sol tarafta Galen ve sağ tarafta Hipokrat yer almıştır. Bu gravür İbn-i Sînâ’nın tıp dünyasındaki etkisini gösteren bir eser olarak tarihe geçmiştir.

Hezarfen bir şahsiyet olan diğer bir değerimiz, kardeşliği, cömertliği, yiğitliği, fedakârlığı, doğruluğu, dürüstlüğü, kaliteyi, üretimi, ahlâkı, sanatı ve bilimi esas alan Ahilik teşkilatının kurucusu âlim ve mutasavvıf Ahi Evran-ı Veli bu topraklarda yaşamıştır. Ahi Evranı veli sadece Ahilik teşkilatının kurucusu olarak kalmamış Felsefe, Tıp ve Kimya sahalarında da ilmi olan çok yönlü bir şahsiyet olduğu kaynaklarda geçmektedir. Bunun yanında Osmanlı döneminde esnaf tabiplerin ahilik teşkilatına üye olduğu, eğitim modeli ve meslek ahlakı yönüyle ahi teşkilatından da ilham aldığı bilinmektedir. İçinde bulunduğumuz, insanı değerlerin geri plana düştüğü çağımızda, kaybolmaya yüz tutmuş kadim bilgileri ve kopmuş bağları bilim, sanat ve ahlak ışığında İbn-i Sina ve Ahi Evran’dan ilham alarak yeniden gündeme getirecek olan kongremizin özdeyişi bu nedenle “İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a, Doğadan Gelen Şifa” olarak belirlenmiştir.

Anadolu tarihin en eski dönemlerinden beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Asırlar öncesinden günümüze miras kalan ve dünyada kabul gören Anadolu Tıbbı, bugünkü ifadesiyle geleneksel, tamamlayıcı ve entegratif tıp uygulamaları kadim bir bilgi birikimidir. Binlerce yıllık kültür ve devlet geleneğine sahip medeniyetimiz; hastaların şifası ve koruyucu hekimlik için kurduğu güçlü müesseseleri ile kendine has bir tıp anlayışını ortaya koymuş ve insanlığın hizmetine sunmuştur. Bu gün üniversiteler olarak bizim yapmamız gerek bu kadim bilgiyi bilimsel bilgi ile buluşturarak yeniden insanlığın hizmetine sunmaktır.

Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi olarak kanıta dayalı, etkin ve güvenilir geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarını geliştirmek ve bilimsel araştırmaları teşvik ederek, güncel tıp ile bütünleştirmek en büyük amacımızdır. Kongremiz GETAT uygulamaları eksenli olarak alanında önemli çalışmaları olan Uluslararası ve Ulusal davetli konuşmacıları, bilimsel sunumları ve kursları içermektedir. 17 Kasımda başlayacak kongremizde 30 bilimsel oturum, 12 kurs ve birçok sözlü ve yazılı bildiri sunulacaktır.

Ülkemiz genelinde kutlanan Ahilik haftasında “İbn-i Sina’dan Ahi Evran’a Doğadan Gelen Şifa” mottosu ile uluslararası GETAT kongremizi Kırşehir’de düzenleyeceğimizi duyurmaktan büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek isterim.”