TEFECİLİK KIRŞEHİR’DE ALARM VERİYOR

Abone Ol

Kırşehir’in Bağrına Saplanan Bir Hançer:
Tefecilik Çeteleri.
Tarihiyle övünen, Ahiliğin terbiyesiyle yoğrulmuş, ozanların nefesiyle büyümüş kadim şehir.
Ama bugün bu şehrin bağrına öyle bir hançer saplandı ki, kanıyor…
Tefecilik!
Son yıllarda Kırşehir’in sokaklarında, kendilerini “büyük tüccar”, “saygın iş insanı”, “esnaf” süsü veren bazı sülükler türedi.
Evet, yanlış duymadınız: Sülük!
İnsanların kanını emen, çaresizliğini sömüren, ocak söndüren, ev bark yıkan bir güruh…
Her geçen gün çoğalıyor, kök salıyor, kokuyor!
Tefecilik dediğimiz şey, bir ekonomik faaliyet falan değildir.
Zayıfın zaafını fırsata çeviren, insanların elini kolunu bağlayan, umudunu çalan bir karanlık düzen…
İşin daha acısı ne biliyor musunuz?
Bu rezillik, nüfusunun yüzde 99’unun Müslüman olmakla övünen bir toplumda yaşanıyor.
Faizin haram olduğunu bilip de tefecilik yapan birinin bırakın dini, vicdanla, ahlakla, insanlıkla uzaktan yakından alakası kalmış olabilir mi?
Kırşehir’de tefecilik suçları her yıl artıyor.
Demek ki mesele, sadece emniyetin operasyonlarıyla çözülecek kadar basit değil.
Demek ki bu şehirde, bazıları kendini dokunulmaz sanıyor.
Demek ki bazıları kendisini “iş insanı” diye pazarlıyor ama gerçekte insanların yıkıntılarıyla servet büyütüyor.
Bazı oto galericilerin, bazı emlak ofislerinin perde arkasında neler döndüğü artık meydanda.
“İş yeri” tabelası altında tefecilik çarkı döndürüp toplumun iliğini sömürenlerin varlığı biliniyor.
Kırşehir’in temiz insanlarının sırtından geçinen bu karanlık tipler, şehrin huzurunu bozan en büyük tehlikelerden biridir.
Uyuşturucu, fuhuş, terör…
Bunlar nasıl birer toplumsal yara ise, tefecilik de onlarla aynı zehirli kategoridedir.
Aileleri dağıtıyor, intiharlara zemin hazırlıyor, insanları borç batağına sürüklüyor, huzuru parçalayarak toplumu çürütüyor.
Hiçbir sanayicimizi, hiçbir tüccarımızı, esnafımızı, çiftçimizi—hiçbir vatandaşımızı…
Bu şehirde, bu ülkede kimseyi sülüklerin dişlerine teslim.
Etmemeliyiz.
Bu illetin kökünü kazımak için hem hukuki hem ekonomik hem de toplumsal mekanizmalar güçlendirilmeli.
İnsanlar tefecilerin kapısına mahkûm olmayacak sistem kurulmalı:
Ahilik ruhunu yaşatacak modern finans modelleri hayata geçirilmeli.
Ve en önemlisi…
Kırşehir’in namını kirleten, şehrin huzurunu zehirleyen, kendini “iş insanı” etiketiyle süsleyip gerçekte tefecilik bataklığında yüzen bu karanlık tipler, kanunun ve toplumun gözünden kaçamayacak!
Kırşehir, böyle parazitlere teslim edilmeyecek kadar şerefli bir şehirdir.
Bu şehrin ahlaklı insanları, bu şehrin onurlu esnafı, bu şehrin temiz gençleri bu pisliğin kökünü kazımaya muktedirdir.
Tefecilik, Kırşehir’in kaderi değildir!
Bu kirli düzen ya bitecek, ya bitecek