KUL HAKKI DEĞİL YILBAŞI KONUŞULUYOR

Abone Ol

Her yıl aynı tiyatro.
Takvim yaprağı değişince memleketin bir kısmı dinî kriz geçiriyor.
“Yılbaşı geldi, Müslüman yılbaşı kutlar mı hocam?”
Ramazan gelir, sahne yine kurulur:
“Sakız çiğnemek orucu bozar mı?”
“Diş macunu kaçtı, parfüm kokusu, oruç gitti mi?”
Ne garip bir toplum hâline geldik.
Dinin özünü hayatımızdan söküp aldık, geriye sadece kabuk bıraktık.
Kur’an’ın hükümlerini raflara kaldırdık; adaletini, ahlakını, merhametini unuttuk.
Ama ayrıntılarda boğulmayı marifet sandık.
Demokrasi , zülüm düzenleri alkışlarlar!
Namaz kılarlar; ama faiz, rüşvet, kul hakkı umurlarında olmaz.
Oruç tutarlar; ama yalanı, iftirayı, haksız kazancı orucu bozan şeyler arasında saymazlar.
Adaleti Kur’an’dan çıkarır, ahlakı vicdanlarından kovarlar.
Sonra da hırsızlığı “beceri”, yolsuzluğu “sistem”, zulmü “şartlar böyle” diyerek normalleştirirler.
Yetim hakkı yerler, sonra sakince dua ederler.
İhale rakiplerini rüşvetle saf dışı bırakır, bunu kendilerine “hak” görürler.
Kibirde sınır tanımazlar, savurganlıkta ölçü bilmezler.
Lüks yaşamlarından zerre taviz vermezler.
Ama bir sakız tanesi kadar hassasiyet gösterirler sözde.
Yetimler açtır, yoksullar borç içindedir, mazlumlar çaresizlikle kıvranır.
Gazze aç açık Yahudi zulmünü konuşulmaz.
Ama kimse çıkıp da sormaz:
“Hocam mazlumların hali ne olacak.”
“Hocam, bu israf haram mı?”
“Hocam, bu adaletsizlik günah mı?”
“Hocam, kul hakkı bu kadar ucuz mu?”
Kimse sormaz.
Çünkü o sorular sistemleri rahatsız eder.
Çünkü o sorular konfor bozar.
Çünkü o sorular insanı aynayla yüzleştirir.
Ama yeni yıl gelince mesele büyüktür.
Ramazan gelince sakız meselesi hayati hâle gelir.
Şekil kurtarılır, öz feda edilir.
Yahu siz Allah’ın diniyle alay mı ediyorsunuz?
Haramı koyan Allah’tır.
Helali belirleyen Allah’tır.
Eğer iman ettiyseniz, dinle pazarlık yapamazsınız.
İşinize geleni alıp, zorunu görmezden gelemezsiniz.
Din; takvim yaprağına indirgenecek bir ritüel değildir.
Din; sakızla, süsle, sembolle ayakta duran bir vitrin hiç değildir.
Din; adalettir, ahlaktır, kul hakkıdır.
Din; güçlülerin değil, mazlumların yanında durabilmektir.
Ama ne yazık ki bugün en çok da,
adalet işimize gelmediği için unutuluyor.
Ahlak çıkarımıza ters düştüğü için rafa kaldırılıyor.
Kur’an, sadece konuşmalarda var; hayatta yok.
Ve sonra dönüp soruyoruz:
“Müslüman yılbaşı kutlar mı hocam?”
Keşke bir gün şunu sorsak:
“Müslüman zulme sessiz kalır mı?”
İşte o zaman, gerçekten din konuşmaya başlarız.