Kırşehir'e Değer Katanlardan Ülkü Aydın

Bugün sizlere; okumayı, yazmayı ve sanatı hayatının merkezine koymuş, bir eğitimci kimliğiyle yüzlerce öğrenciye dokunmuş, kalemiyle edebiyat dünyasına katkı sunmuş, Cumhuriyet değerlerini özümsemiş saygın bir isimden, Ülkü Aydın’dan söz etmek istiyorum.

1975 yılında Kırşehir’in bereketli topraklarında dünyaya gelen Ülkü Aydın’ın çocukluk yılları, öğretmen olan babasının rehberliğiyle şekillenmiştir. Henüz iki yaşında ailesiyle birlikte Berlin’e göç etmiş, üç yıl süren gurbetin ardından babasının, “Çocuklar kendi ülkesinde okusun” sözleriyle Türkiye’ye dönmüştür. Bu dönüş, onun memleket sevgisini pekiştiren ve öğrenmeye olan ilgisini derinleştiren önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Çocuk yaşlardan itibaren kitaplarla büyüyen Aydın, babasının armağan ettiği eserlerle tanışmış; dünya klasiklerinden Türk edebiyatının önde gelen eserlerine kadar geniş bir külliyatı okuyarak kendisini adeta yaşayan bir kütüphaneye dönüştürmüştür. Eğitim hayatında azmi ve başarısıyla öne çıkan Aydın, Kırşehir’in sınavla öğrenci alan ilk okulu olan Hacı Fatma Erdemir Anadolu Lisesi’nde öğrenim görmüş; resim, edebiyat, spor ve özellikle voleybola duyduğu ilgisiyle çok yönlü bir kişilik sergilemiştir.

Üniversite tercihleri sürecinde beklentiler hukuk alanında yoğunlaşsa da, o kalbinin sesini dinleyerek Selçuk Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nü tercih etmiştir. Üniversite yıllarında tuttuğu günlükler, katıldığı öğrenci toplulukları ve edebiyat dergilerine gönderdiği yazılar, yazma tutkusunun ilk adımlarını oluşturmuştur. Bulgaristan Türklerine yapılan zulme tepki olarak 1989 yılında kaleme aldığı ilk şiiri, onun yazı yolculuğunun başlangıcı olmuştur.

Mezuniyetinin ardından ilk görev yeri, öğrencilik yıllarını geçirdiği Hacı Fatma Erdemir Anadolu Lisesi olmuştur. Tam 29 yıl boyunca yalnızca İngilizce öğretmekle yetinmemiş; öğrencilerine doğruluğu, dürüstlüğü, iyiliği ve güzelliği öğretmiş, Atatürk ilke ve inkılaplarının ışığında bir nesle yol göstermiştir. Öğrencilerinin hayatına anne şefkatiyle dokunmuş, yalnızca bir öğretmen değil aynı zamanda bir yol gösterici olmuştur.

Emekliliğin ardından üretmeye devam eden Ülkü Aydın, edebiyat dünyasına “Mavi Kahve”, “Mahfuz” ve “Nevâ” adlı eserlerini kazandırmıştır. Kitaplarına gösterilen yoğun ilgi, imza günleri ve fuarlarda geniş bir okuyucu kitlesiyle buluşmasını sağlamış, onun yazarlık serüvenini daha da güçlendirmiştir. Yazın yolculuğunu kararlılıkla sürdüren Aydın, bugünlerde dördüncü kitabı için yeni çalışmalar yapmaya hazırlanmaktadır. Bu yeni eser, onun edebiyat yolculuğunda yeni bir dönüm noktası olmayı vaat etmektedir. Aynı zamanda, çağın gereklerine uygun olarak sosyal medya platformları ve kendisine ait bir internet sitesi üzerinden daha geniş kitlelere ulaşmayı, dijital mecralarda düzenli içerikler üreterek okurlarıyla daha güçlü bir bağ kurmayı planlamaktadır.

Ülkü hanım, yazmayı yalnızca bireysel bir ifade biçimi değil, başkaları için de bir sığınak ve yol gösterici bir ışık olarak görmektedir. Edebi birikimini Namık Kemal, Mehmet Akif Ersoy, Yaşar Kemal, Sabahattin Ali, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı ve Faruk Nafiz Çamlıbel gibi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden; Dickens, Tolstoy, Dostoyevski, Shakespeare ve Jane Austen gibi dünya edebiyatının klasiklerinden beslemiş, ancak her zaman kendi özgün kimliğini inşa etme gayretinde olmuştur.

Kırşehir’in köklü irfan geleneği içinde yetişmiş; doğaya, insana, hayvana ve iyiliğe gönül vermiş bu değerli Cumhuriyet kadını, adının anlamıyla örtüşen bir yaşam sürmektedir. “Ülkü, yani ulaşılması istenen yüce ideal.” Hem öğretmenlik mesleğiyle hem de kalemiyle bu ideallerin peşinden koşmuş, topluma örnek olacak bir ömür armağan etmiştir.

Murat Uzun der ki…

Ülkü Aydın’ın yaşam yolculuğunu en iyi şekilde özetlemektedir:
“Hayallerine inanan, emek veren ve hiç pes etmeyen herkes topluma değer katar. Ülkü Aydın, öğretmenliğiyle bir nesle yol gösterirken, kalemiyle de gelecek kuşaklara ışık olmaktadır.”