CHP Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, Milli Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askerî sağlık sistemi, kurumsal yapısındaki sorunlar ve TSK personelinin özlük hakları ile terörle mücadelede yaralanan askerlerin haklarının acilen düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
CHP Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, Milli Savunma Bakanlığı’nın 2026 yılı bütçesi görüşmeleri kapsamında TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin milli savunma sistemindeki yapısal sorunlara, yürürlüğe girmeyi bekleyen düzenlemelere ve askeri sağlık sisteminde yaşanan aksaklıklara dair değerlendirmelerde bulundu.
Kırşehir Milletvekili İlhan, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, dünyanın en kritik jeopolitik hatlarından birinde bulunuyoruz. Ortadoğu’daki istikrarsızlıklar, Kafkasya’daki kırılgan dengeler, Doğu Akdeniz’deki güç mücadeleleri ve Balkanlar’ın hiç dinmeyen tarihsel gerilimleri... Böylesine zor bir coğrafyada ayakta kalmanın en temel güvencelerinden biri, binlerce yıllık devlet geleneğinin birikimi, disiplini ve milli karakteriyle öne çıkan Türk Silahlı Kuvvetleri’dir. Bunları ifade ederken; savaş ve terör tehditleri bakımından riskli bir bölgede yaşadığımız da düşünüldüğünde TSK'nın olmazsa olmazı askerî sağlık sistemini konuşmamız şarttır.
Bakınız, GATA önceden ülkemizdeki en gelişmiş eğitim ve tedavi merkezlerinden biriydi; bünyesinde eğitim okulları ve üniversite hastanesi düzeyinde 2 eğitim ve araştırma hastanesi vardı. Deniz ve Hava Kuvvetlerinin özelliklerine göre uzmanlaşmış deniz ve hava kuvvetleri hastaneleri de vardı. Bir dahiliye uzmanı olarak diyebilirim ki; askerî sağlık sisteminin en önemli görevlerinden biri de savaş esnasında ilk müdahaleyi yapacak nitelikli personeli yetiştirmek ve o personelin kritik kararları alabilme sorumluluğunu sağlamaktır” dedi.
İLHAN: “GATA, ASKERÎ SAĞLIK SİSTEMİNDE EN GELİŞMİŞ EĞİTİM, TEDAVİ VE REHABİLİTASYON MERKEZİYDİ”
Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, iktidarın siyasi gerekçelerle askerî sağlık sisteminin kurumsal yapısında farklı uygulamalara yöneldiğini ve hatalı politikaların sistemde aksaklıklara yol açtığını belirterek, tüm sistemin acilen yeniden revize edilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Milletvekili İlhan, “Fakat bunların Sağlık Bakanlığına devredilen ve kurumsal yapısı tahrip edilen hastanelerle yeterince yapılamadığı açık bir gerçektir. Askerî hekimlik ve savaş cerrahisi uzmanlığı yok olmakta, patlayıcı yaralanmalarından birinci ve ikinci kademe sağlık hizmetlerinin sürdürülmesine kadar büyük bir zafiyet oluşmaktadır. Hâlbuki GATA, askerî sağlık sisteminde en gelişmiş eğitim, tedavi ve rehabilitasyon merkeziydi.
Çok önem arz eden travma cerrahisi, ortez/protez ve bu dalda uzmanlaşmış bölüm ve kadroları da mevcuttu. Büyük bir öneme sahip olan bu sorun ne yazık ki iktidarın gereksiz inadı ve siyasi saikleri yüzünden hâlâ çözüm beklemektedir. Bu noktada iktidar şunu bilmelidir ki: en küçük birim olan bir timdeki muharip sıhhiyeden sahra hastanelerine, bölge hastanelerinden, Gülhane’ye kadar akademik kadrolar da dahil askerî sağlık sisteminin yeniden tesisi bir zorunluluktur.
Unutmayalım ki; siyaset geçicidir, iktidarlar değişir; ancak devletin savunma kurumları bakidir. Bu nedenle milli savunmamızın güçlendirilmesi, TSK’nın kurumsal yapısının korunması ve ordunun günlük siyasi tartışmalardan uzak tutulması, yalnızca bugüne değil, Türkiye’nin geleceğine karşı da hepimiz için tarihi bir sorumluluktur” ifadesini kullandı.
İLHAN: “PERSONELLERİN MEMUR DÜZEYİNDE HAKLARA KAVUŞMASI MİLLİ SAVUNMAMIZ AÇISINDAN BİR ZORUNLULUKTUR”
TSK bünyesinde görev yapan ve emekli personelin özlük haklarına ilişkin düzenlemelerin mağduriyetleri giderecek şekilde bir an önce uygulanması gerektiğini vurgulayan Milletvekili Dr. Metin İlhan, terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan askerlerin uzun süredir bekleyen yasal düzenlemelerinin de hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekti. Kırşehir Milletvekili Dr. Metin İlhan, sözlerine şöyle devam etti:
“Değerli milletvekilleri, burada TSK bünyesindeki asker ve sivil personellerin süregelen sorunlarını da dile getirmemiz gerekmektedir. Örneğin, astsubaylara verilen makam ve görev tazminatı sözü hâlâ tutulmamış, emekli astsubay maaşları asgari ücret seviyesine kadar gerilemiştir.
Kıdemli binbaşılar, astsubay başçavuşlar ve kıdemli başçavuşlara ilişkin emekli maaşlarına yansıyacak şekilde tazminat ödemeleri de yıllardır sürüncemede bırakılmaktadır. Daha önce Mart 2023’te bu mağduriyetleri kısmen de olsa giderecek kanuni bir düzenleme yapılacaktı ancak iktidar yine geri adım attı. Seçim bölgem olan Kırşehir’de her hafta düzenlediğim halk günlerinde bir diğer önemli sorun ile sürekli karşılaşmaktayım.
Uzman erbaşların 657 sayılı ve 3269 sayılı Kanunlarla tanınan yeniden memurluğa atanma hakları uygulanmamakta ve ne yazık ki devlet memurluğuna geçiş için yaptıkları başvurular reddedilmektedir. Ayrıca uzman çavuşlar, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahadaki yükünü taşımalarına rağmen eşit özlük haklarından ve sosyal güvenlik haklarından büyük ölçüde yoksunlar.
Aile bütünlüğünü zedeleyen tayin sistemi, düşük maaşlar, lojman yetersizlikleri, sınırlı terfi imkanları ve hastalık/yaralanma durumlarında güvencesizliğe maruz kalmaları ile ilgili süregelen sorunlar devam etmektedir. Bu konuda diğer ülkelerle kıyas yapacak olursak ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde tüm askeri personel, kadrolu ve bütüncül sosyal güvenceye sahiptirler, bizdeki uzman çavuş ve benzeri statüde olanlar ise emeklilik ve sağlık sistemlerinden eşit ölçüde hak almamaktadırlar.
Dolayısıyla sosyal adalet ve Anayasamızın eşitlik ilkesi gereği, eşdeğer risk ve hizmet yükü altındaki bu personellerin memur düzeyinde haklara kavuşması milli savunmamız açısından bir zorunluluktur. Son olarak benim de sürekli dile getirdiğim ve geçen yaz dernek yönetiminin TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı ile yaptıkları toplantıda sorunun çözümü noktasında sözünü aldıkları Terörle Mücadelede Yaralanıp Gazi Sayılmayan vatan evlatlarının kanuni düzenlemesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Umarım bunu hep birlikte yaparız diyorum, genel kurulu saygıyla selamlıyorum.”





