Ahi Çarşısı’nda hediyelik ve züccaciye ürün satışı gerçekleştiren Mustafa Aydın ve Sema Aydın, pasaj hareketliliği ve maliyet hakkında açıklamalarda bulundu. Uzun zamandır bu işin içinde olan Mustafa Aydın, “25 sene önce her şey pahalı olmasına rağmen vatandaşta para vardı. Şimdi de alım gücü yok. Olan insanlar ise buraya gelmiyor, büyük mağazalara gidiyor.’’ dedi.
‘‘Ürünler artık ucuz çıkmıyor’’
Mustafa Aydın, ‘’25 sene önce her şey pahalı olmasına rağmen vatandaşta para vardı. Şimdi de alım gücü yok. Olan insanlar ise buraya gelmiyor, büyük mağazalara gidiyor. Buraya geldikleri zaman nasıl ucuza alırım diye düşünüyorlar, büyük yerlerde para verirken kurumsal diye indirim yapmıyor diyorlar, bizden indirim istiyorlar. Bize çok para kazanıyorsunuz diyorlar ama öyle bir şey yok. İthalatlar azalınca kimse para kazanmıyor. Önceden kazanılıyordu. Ürünler artık ucuz çıkmıyor. Buradaki ürünlerin çoğu Çin’den geliyor. İthalatçı, ürünü Türkiye’ye getirirken gümrük vergisi gibi maliyetlerini karşılayacak şekilde bir fiyat çıkartır, piyasaya sürürler. İlk zamanda insanlara pahalı geliyor ama zamanla fiyatlara alışıyorlar. Artık ucuz mal diye bir şey yok. Bire bir artış var. Geçen sene dolar 8 liraydı, bu sene 19’a yakın. Kur hareketleri maliyetlere yansıyor. Geçen sene 1 dolarlık malı 25-30 liraya satarken şimdi 1 dolarlık malı 70-80 liraya satıyorlar. Vergisi, masrafını içerisine koyunca fiyat değişiyor. 1 dolara aldığımız mal 150-200 liraya çıkıyor.’’ ifadelerini kullandı.
‘‘Kâr marjımız düşük’’
Kâr marjlarının düşük olduğunu söyleyen Mustafa Aydın, ‘‘Müşteri sadece parasını düşünüyor. Ne kadar ucuza alırım diye düşünüyor. Yeri geliyor indirim yapıyoruz. Müşteriyi kırmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Kâr marjımız yüzde 60-70. Çok düşük aslında. Bekleme süresini düşünerek elektrik faturası, aidat, kira maliyeti gibi giderler pahalıya mal oluyor. Bizim işimiz peynir, süt gibi temel ihtiyaç olmadığı için keyif alışverişi. İnsanın keyfi olacak, gelip alacak. Yoksa çok aman aman önemli bir ürün olarak görülmüyor. Bu ay almasam diğer ay alırım der. Kimisi hoşuna gider alır kimisi hediye için alır. Çoğu müşteri bakıp gidiyor. Ürünlerimizin talebi değişiyor. Kimisi mutfak ürünlerine bakıyor kimisi hediyelik bakıyor. Bazen hiç hediyelik satmıyorsunuz çiçek satıyorsunuz bazen de tam tersi oluyor biblo satıyorsunuz.’’ diye konuştu.
‘‘El emeği ürünlerin değeri kalmadı’’
Mustafa Aydın, ‘‘El emeği ürünlerin değeri kalmadı. Emek veren insanların değeri kalmadı. Hepsi bitti. Elden ayaktan çekildiler. Bunun nedeni de maliyetlerin artması. Yapıp da satamamak gibi bir durum var. Yoksa el emeği ürünler tabii ki satılır. İnsanlar maddi olarak karşılığını alamıyor. Yaptığı ürünü paraya çevirmeleri gerekiyor. Tabii herkes de almıyor. Belli bir kesim tercih ediyor.’’ dedi.
‘‘Pasajlar, eski alışveriş merkezleridir.’’
Mustafa Aydın, ‘‘Buranın avantajı ve dezavantajı var. Dezavantajı, devlet dairelerinin buradan gitmesi. Avantajı ise onlar buradayken burası çok daha işlekti. Onlar buradan uzaklaşınca müşteri potansiyeli azaldı. Eskiden devlet daireli olunca, yazın sıcaktan kaçıyordu kışın soğuktan kaçıyordu içeriye giriyordu. Almayacağı varsa da alıyordu. Pasajlar, eski alışveriş merkezleridir.’’ diye konuştu.
‘‘Alışveriş merkezleri pasaj kültürünü öldürdü diyebiliriz’’
Mustafa Aydın, pasaj kültürünün azaldığını belirterek şunları söyledi: ‘‘Eski tabirle bir milyoncu gibi mağazalar var. Artık onlar da bir milyoncu değil tabii. Onun türünde piyasada çok ürün var. Müşteri oralardan alışveriş yapmak yerine buralardaki esnaflardan alışveriş yapıyor. Alışveriş merkezleri pasaj kültürünü öldürdü diyebiliriz. Vatandaş ailesini alıp hafta sonu alışveriş merkezine gidiyordu. Tabii şimdi gidemiyor. O da bir sıkıntı. Gittiğinde 100 lira harcıyordu. Sinemasına giriyordu, yemeğini yiyordu, çocuklarına oyun oynattırıyordu şimdi bunlar bin lira. Kısacası işin durumu çok kötü” ifadelerine yer verdi.