DÜNYANIN NERESİNE GİDERSENİZ GİDİN MESLEK ERBABINA İŞ VAR

Son yıllarda diplomalı gençler sokaklarda, kahvelerde, marketlerde ya kasiyer, ya garson.
Gençlerin aldığı diploma, okuduğu okul geçen yılları...
Çünkü okullarda alınan diplomalar karın doyurmuyor.
Gençler Sadece diplomalı oluyor.
Bugün sokakta konuşulan en güncel cevap ise çok net: Eli anahtar tutan, eli kalem tutandan daha çok kazanıyor.
Milyonlarca diplomalı iş peşinde.
İş ilanlarında gözleri.
Devletin açtığı memur alımlarında.
Diplomalı gençler mesleğinde iş bulmaktan zorlanıyor.
İş kapısı diye ya asker oluyor, ya da polis, yâda bekçi, yâda gardiyan.
Başak şansı yok.
Bu tablo bize çok şey anlatıyor.
Öncelikle, eğitim politikalarımızda ciddi bir dönüşüme ihtiyaç var.
Mesleki eğitim güçlendirilmeli, gençler sadece teorik bilgilerle değil, pratik becerilerle de donatılmalı.
Üniversite tek hedef olmamalı.
Herkesin mühendis, doktor ya da öğretmen olması mümkün değil.
Ama herkesin bir mesleği, bir sanatı olabilir.
Bugün ülkede diplomalı iş bulmak artık aslanın midesinde.
Torpilin varsa, iktidara yakınsan işin var.
Siyasisiler den uzak benim kariyerim var diyorsan boş gezersin.
Artık liyakat değil, adamı olan iş buluyor.
Gençlere tavsiyem Kimseye el açmayım, siyasilerin elini öpmeyim diyorsanız zanaat öğrenin.
Zanaat sahibi olun, kolunuz altın bileziği takın.
Dünyanın neresine giderseniz gidin meslek erbabına iş var.
Diplomam var diye, üniversite okudum diye, sokaklarda gezmeyin.
Marketlere kasiyer, terek düzenleyici, kahvelere garson, bulaşıkçı olmayın.
Ülkede Diplomalar Çoğaldı, Sanatlar Kayboldu.
Her ile bir üniversite açıldı yüzbinlerce genç üniversitelerden mezun oluyor.
Ellerinde diplomalarıyla iş arıyor, ancak karşılarına çıkan manzara iç açıcı değil.
Mülakatlar, işsizlik, düşük maaşlı iş teklifleri…
Birçoğu, aldığı eğitimin karşılığını bulamıyor.
Çünkü sadece diplomaya yüklenen bir eğitim, gençleri hayatın gerçekleriyle buluşturamıyor.
Bugün ben bir sanayici olarak söylüyorum işyerlerinde çalışacak çırak bulunmuyor.
Çırağı olmayanın kalfası, ustası olmuyor.
Sanayide yetişen eleman üniversite diplomalılarda daha çok para alıyor ve iş buluyor.
Bugün sanatı olanların iş bulmada sorunları yok hangi ile hangi devlete giderse gitsin işi hazır.
Üniversite bitirirmiş, diploma almışlar ise iş bulamıyor.
Öte yandan sanayide ustalık isteyen mesleklere bakıyoruz.
Durum tam tersi.
Usta arayan işverenler var ama çalışacak insan bulamıyorlar.
Tamirci, tornacı, marangoz, PVC’ci, kaynakçı, makasçı, pompacı, beyinci, Kaportacı, elektrikçi…
Ülke genelin birçok meslek dalında elaman yetişmiyor.
Elaman yetişmeyince iş yerleri açılmıyor yenilik olmuyor.
Ama ne yazık ki aileler tarafında gençler zanaat alanlarına yönlendirilmiyor.
Elbette ki kalem tutan elin kıymeti tartışılmaz.
Eğitim olmadan bir toplum gelişemez.
Ancak sadece kaleme yatırım yapıp anahtarı, penseyi, tornavidayı, çekici, keseri, testereyi, kepçeyi, yani üretimin ve emeğin sembolü olan aletleri unuttuğumuzda, büyük bir dengesizlik ortaya çıkıyor.
Bugün sanayide çalışan bir usta, üniversite mezunundan kat kat fazla kazanabiliyor.
Çünkü o işin ehli.
Çünkü o sanatını icra ediyor.
Çünkü eliyle üretiyor.
Oysa diplomalı genç, çoğu zaman işsiz kalıyor.
Benim gördüğüm şu: Biz yıllardır “herkes okusun” derken, “herkes işsiz kalmasın” demeyi unuttuk.
Gençleri hayata hazırlamak yerine, diplomaya mahkûm ettik.