Gündem

28. Başkanlar Kurulu’ndan Kırşehir’e önemli mesajlar

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Nevşehir’de düzenlenen 28. Başkanlar Kurulu Toplantısı, basın özgürlüğünden ekonomik krizlere kadar kritik başlıkları gündeme taşıdı

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun 20-22 Haziran 2025 tarihlerinde Nevşehir’de gerçekleşen 28. Başkanlar Kurulu Toplantısı, 9 federasyon ve 87 cemiyet başkanını bir araya getirdi.

Toplantının ardından yayımlanan Sonuç Bildirgesi, ülke basınının özgürlük alanında yaşadığı sıkıntıları gözler önüne serdi. Türkiye, Sınır Tanımayan Gazeteciler raporunda 180 ülke arasında 159. sırada yer alarak “çok vahim” kategoride konumlandı.

Yasal düzenlemelerdeki muğlak ifadeler, gazetecilerin haber yapma hakkını sınırlandırırken, Kırşehir başta olmak üzere pek çok yerde yerel basına yönelik baskı ve işyeri mühürleme uygulamalarına dikkat çekildi.

GAZETECİLİK MESLEK YASASI İHTİYACI

Gazetecilik mesleğinin etik ilkelerini ve çalışma standartlarını belirleyen kapsamlı bir meslek yasasının eksikliği, sektörün önemli sorunlarından biri olarak öne çıktı. Kırşehir’de de gazetecilerin hak ve sorumluluklarının netleşmemesi, mesleğin itibarını zedeliyor.

Yasasızlık nedeniyle mesleğe uygun niteliklere sahip olmayan kişilerin gazetecilik yapması, kamuoyunun doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmasını engelliyor. Başkanlar Kurulu, ‘Gazetecilik Meslek Yasası’nın güncel koşullara uygun şekilde çıkarılması gerektiğini vurguladı.

EKONOMİK KRİZİN BASIN ÜZERİNDEKİ YIKICI ETKİLERİ

Türkiye’de yüksek enflasyon ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar, basın sektöründe ekonomik darboğazı derinleştirdi. Yerel gazeteler, artan maliyetler ve azalan gelirler karşısında varlık mücadelesi veriyor.

Özellikle ithal edilen kâğıt, mürekkep ve teknolojik ürünlerdeki fiyat artışları, medya kuruluşlarını zor durumda bırakıyor.

Kırşehir’de de bu sorunlar hissedilirken, yerli kâğıt üretimi ve teknolojik altyapı yatırımlarının artırılması önerildi. Bölgedeki jeopolitik gerilimlerin de ekonomik riskleri tetiklediğine dikkat çekildi.

ÇALIŞMA KOŞULLARINDA ESKİ KANUN YETERSİZ KALIYOR

Basın iş kolundaki çalışma koşulları 1952’de yürürlüğe giren ve 1961’de değişikliğe uğrayan 5953 sayılı Basın İş Kanunu’yla düzenlenmiş olsa da, yasa günümüz medyasının ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak kaldı.

Kırşehir başta olmak üzere tüm Türkiye’de gazetecilerin çalışma şartlarında iyileştirme talepleri arttı. Mevcut yasada geri alınan haklar, mesleki motivasyon ve güvencenin düşmesine yol açıyor. Başkanlar Kurulu, yasanın kapsamlı şekilde yenilenmesini zorunlu gördü.

KIRŞEHİR BASINI DA SESİNİ DUYURDU

Toplantıya katılan Kırşehirli gazeteciler, yerel basının yaşadığı ekonomik, yasal ve özgürlükle ilgili sorunları güçlü şekilde dile getirdi. Kırşehir’de medya kurumlarının karşılaştığı zorluklar, Türkiye genelindeki tabloyla paralellik taşıyor.

Yerel medya kuruluşlarının desteklenmesi ve gazetecilerin haklarının korunması için acil adımların atılması gerektiği bildirildi.

SONUÇ BİLDİRGESİ KAMUOYUNA SUNULDU

28. Başkanlar Kurulu, alınan kararları içeren kapsamlı bir sonuç bildirgesi yayınladı. Bildirgede, basın özgürlüğünün korunması, meslek yasasının çıkarılması, ekonomik krizlerin aşılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için ilgili kurumlara çağrılar yapıldı.

Kırşehir’in de aralarında olduğu tüm illerde medya sektörünün sürdürülebilirliğinin sağlanması hedefleniyor. Başkanlar Kurulu toplantısının ardından yayınlanan Sonuç Bildirgesi’nde şu görüşlere yer verildi:

  • BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ

Türkiye'de basın özgürlüğü, uzun yıllardır süregelen ve giderek derinleşen bir sorun olarak öne çıkmaktadır.
Yasal düzenlemelerden uygulamalara, gazetecilere yönelik artan baskılardan uluslararası raporlara kadar pek çok gösterge, ülkemizde basının bağımsız ve özgür bir şekilde görev yapamadığını ortaya koymaktadır.


Özellikle Türk Ceza Kanunu (TCK), Terörle Mücadele Yasası (TMK) ve 7418 Sayılı Basın Kanunu’nda yer alan muğlak ve yorumlanmaya açık maddeler, gazetecilerin haber yapma ve kamuoyunu bilgilendirme görevlerini yerine getirirken sürekli baskı altında hissetmelerine ve yargısal süreçlerle karşı karşıya kalmalarına neden olmaktadır.


"Kamu düzenini bozma" veya "halkı yanıltma" gibi gerekçelerle basın özgürlüğü engellenmekte, bu durum gerçeğin üzerini örtme ve eleştirel sesleri susturma amacını gütmektedir.

Uluslararası alanda da Türkiye'deki basın özgürlüğü karnesi endişe vericidir. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütünün her yıl yayımladığı "Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi" raporu, bu vahim tabloyu net bir şekilde gözler önüne sermektedir.

2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 159'uncu sırada yer alarak "çok vahim" kategorisinde bulunmaktadır.


Öte yandan, son dönemde Afyonkarahisar ve Düzce’de yerel yönetimi eleştiren meslektaşlarımızın görev yaptıkları gazetelere yönelik baskı ve işyeri mühürlemeye varan uygulamalar, basın özgürlüğe yönelik üzücü ve düşündürücü gelişmelerdir.


Unutulmamalıdır ki özgür basın, sadece gazetecilerin değil, her demokratik ülkenin hayati oksijen kaynağıdır. Halkın kendini özgürce ifade edebilmesi, sağlıklı ve tarafsız bilgiye ulaşabilmesi ve demokratik süreçlere aktif bir şekilde katılabilmesi için basın özgürlüğü tek ve vazgeçilmez unsurdur.

  • MESLEK YASASI EKSİKLİĞİ

Günümüzde Türk basını, gazetecilik mesleğinin etik ilkelerini, standartlarını ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini net bir şekilde düzenleyen kapsamlı bir ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.


Hemen hemen her iş kolunda mesleki yeterlilikleri ve çalışma koşullarını belirleyen düzenleyici yasalar bulunurken, basın sektöründe böylesine temel bir yasanın olmayışı büyük bir boşluk yaratmaktadır.


Bu yasal boşluk nedeniyle, gazetecilik eğitimi almamış, gerekli bilgi birikimine sahip olmayan veya mesleğin etik değerlerini benimsememiş herkes, kolaylıkla “gazeteciyim” diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Bu durum sektörün itibarını zedelemekte ve kamuoyunun doğru bilgiye erişimini olumsuz etkilemektedir.


Bu nedenle; Gazetecilik mesleğinin tanımını netleştiren, mesleğe giriş koşullarını belirleyen, gazetecilerin hak ve sorumluluklarını tanımlayan ve meslek etik ilkelerini güvence altına alan “‘Gazetecilik Meslek Yasası" günümüz koşullarına uygun olarak çıkarılmalıdır.

  • EKONOMİK SORUNLAR

Son dönemde ülkemizde yaşanan yüksek enflasyon ve ekonomik dalgalanmalar nedeniyle, diğer sektörlerde olduğu gibi; gelişmiş demokratik sistemin vazgeçilmez unsuru olan basın sektöründe de tarihin en zor ekonomik krizlerinden birisi yaşanmaktadır.


Özellikle yerel gazeteler, artan maliyetler ve azalan gelirler nedeniyle varlıklarını sürdürme mücadelesi vermektedir. Bu durum, yerel demokrasinin ve farklı seslerin duyurulmasının önünde ciddi bir engel teşkil etmektedir.


Kâğıttan mürekkebe, baskı maliyetlerinden elektronik cihazlara ve yazılımlara kadar medya sektöründe kullanılan malzemelerin büyük bir çoğunluğu ithaldir ve döviz kurundaki artışlar bu maliyetleri katlamaktadır.


Bu olumsuz sürecin durdurulması ve sektörün yeniden nefes alabilmesi için medya kurumları malzeme kullanımında dışa bağımlılıktan kurtarılmalı, eskisi gibi yerli kâğıt fabrikaları yeniden kurulmalı ve işletilmeli, sektörün ihtiyaç duyduğu teknolojik altyapı için gerekli destek verilerek bu darboğazdan çıkmalarına olanak sağlanmalıdır.


Öte yandan; Son dönemde yaşanan İsrail-İran gerilimi, Türk basın sektörü üzerinde yeni ekonomik sorunlar yaratma potansiyeline sahiptir.

Bölgedeki gerilim öncelikle, genel ekonomik istikrarsızlığı daha da olumsuz hale getirecek riskler taşımaktadır. Bu durum, döviz kurlarındaki dalgalanmalarla birlikte basın kuruluşlarının kâğıt, mürekkep gibi ithal girdilerinin maliyetini artırabilir. Ayrıca, reklam gelirlerinde düşüş yaşanması olasıdır.

  • BASINDA ÇALIŞMA KOŞULLARI

Basın işkolunda “gazeteci” olarak çalışan meslektaşlarımız ile işverenleri arasındaki ilişkiler ve temel çalışma koşulları, 20 Haziran 1952'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5953 sayılı Basın İş Kanunu ile düzenlenmiştir.

Ancak, üzerinden yaklaşık 73 yıl geçen bu yasa, günümüzün değişen medya ortamına ve çalışma koşullarına artık cevap verememektedir.
1961 yılında bu yasada kapsamlı bir değişikliğe gidilerek meslektaşlarımıza yıpranma hakkından yıllık izinlere, tazminat hakkından fazla mesaiye kadar birçok alanda sağlanan önemli kazanımların maalesef birçoğu zaman içinde geri alınmıştır.

Bu durum, gazetecilerin motivasyonunu düşürmekte ve mesleki güvencelerini zedelemektedir.
Bu nedenle, 5953 Sayılı Basın İş Kanunu'nun günümüz koşullarına uygun olarak ivedilikle ve kapsamlı bir şekilde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.